Bu hayattaki benliğimize benzer bir benliğe sahip olacağımız sonraki bir hayatın var olmasını hararetle arzularız. Ama sonraki bir hayata uzanmadan, daha şimdiki hayatımızda bile, birkaç yılın sonunda, sonsuza dek korumak istediğimiz eski benliğimize ihanet ettiğimizi düşünmeyiz. Ölümün bizi yaşadığımız süre boyunca meydana gelen değişikliklerden daha fazla değiştirmeyeceğini farz etsek bile, bu sonraki hayatta eski benliğimize rastlasak, ona eskiden ilişkide olduğumuz, ama uzun süredir görmediğimiz birisiymiş gibi örneğin Saint-Loup'nun her akşam Le Faisan Doré'de buluşmaktan büyük zevk duyduğum, ama konuşmaları şimdi bende ancak bıkkınlık ve sıkıntı yaratabilecek arkadaşları gibi-sırt çevirirdik.
Sayfa 240Kitabı okudu
“ eskiden bunun iyi bir şey olduğunu zannediyordum ben , kalbi temiz olmanın şimdi duyduğum en kötü hakaret gibi “
Reklam
Eskiden seni seviyorum dedinmi olay bitmişti şimdi ise herkes şekilden şekile giriyor
"Eskiden, kötü adamlar parmaklıkların ardındaydı ve iyi insanlar onları gözetim altında tutuyordu. Şimdi ise tam tersi söz konusu."
Doğan KitapKitabı okuyor
Kesin olan şey, iktidar ağlarının günümüzde sağlıktan ve be­denden geçiyor olmasıdır. Eskiden, bu “ruh”tan geçiyordu. Şimdi bedenden...
eskiden yaz akşamları vardı, bu sitenin bir anlamı vardı. kıytırık dertlerimiz ve ortaklarımız vardı, hakan günday vardı, umay umay vardı. kaotik havalar ve canlı dersler vardı. şimdi hepsinin anısı kaldı. büyümenin gram esprisi yok
Reklam
⋆。✩⋆ Ben güçlü biriydim Bir tek sana yenildim Senle dünyam karardı Eskiden iyi biriydim Şimdi durdur zamanı Yada yık yok et bu kararı İçindesin, görmezsin zararı Nolucak şimdi?
Eskiden rengarenk uzun elbiseleriyle son derece zarif görünen Türkler, şimdi düğmeli mavi redingotları ve kendilerini kırmızı tıpalı şarap şişesi gibi gösteren Yunan fesleriyle iğrenç bir görüntü sergilemiyorlar mı ?
Sayfa 481 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Eskiden tutkulara sahiptin ve kötü biliyordun onları. Ama şimdi sadece erdemlerin var ve onlar senin tutkularından doğdu.
Biliyor musun Portuga? Ben artık büyüdüm. Eskiden gözyaşlarımı silerdim, şimdi ise beni ağlatanları...
Reklam
Mutlular mıdır şimdi , acaba , deymişmidir bizi yapılan haksızlık üstüne utanmadan hak talep edilmeleri edemiyorum eskiden olsa ederdim şimdilerde susuyorum içimden gelmiyor etmek . Görmezden gelip tepkisiz kalıyorum ben hissizleşiyorum
Çocuk kitapları, eğitsel geçmişinin hayaletini hala taşıyor ama öğretmeye çalıştıkları şey değiş­ti. Çocuk kitapları bana eskiden olduğu gibi şimdi de umudu anlatıyor. Diyorlar ki, bak, cesaret böyle bir şey. Cömertlik böyle bir şey. Çocuk kitapları bana büyücüler, aslanlar ve konuşan örümcekler aracılığıyla, yaşadığımız dünyanın şakalar yapan, çalışıp didinen ve acılara katlanan insanların dünyası olduğu­nu anlatır. Çocuk kitapları der ki dünya ko­caman bir yer. Der ki umut kıymetli. Der ki yiğitlik önemli, ince zeka önemli, duygudaşlık önemli, sevgi önemli. Belki doğru belki de­ğil. Bilmiyorum. Umarım, doğrudur. Bunları duymanın, bunları konuşmanın acilen gerekli olduğunu düşünüyorum.
Sayfa 47 - Domingo
Burada bir vaka zikredeceğim: Umumi harp başlamıştı. Cepheye sevk olunmazdan evvel ihtiyat zabit namzetleri talimgahının son devresinde muallim takım zabiti idim. Devre nihayetinde takımımda bulunan efendilerin derecei ehliyetlerine nazaran rütbelerini gösterir listeyi tanzim ederek bölük kumandanına vermiştim. Hararetli bir Türk Ocağı mensubu olan bölük kumandanı listeye bir göz gezdirdikten sonra hiddetle listeyi masanın üzerine attı ve bana "bu nasıl liste, Arabı, Çerkesi, Kürdü A sınıfına yazmışsın" dedi. A sınıfı alüyyülalâ derecede zabit namzedi demekti. Bugün millet meclisinizde aza olan bölük kumandanının noktai nazarınca bir adamın künyesinde Halep, Şam, Harput veya Diyarbekir'in... bulunması iyi numara almasına bile mani teşkil eylemeliydi. O tarihte Nuri Paşa ordusuyla Bakô(Bakü)'da bulunuyordum. Ordu menzil karargâh kumandanı idim. Karargâh tabldotunda her gün 30-40 zabit bulunuyordu. Türk Ocaklarında terbiye almış olan birçok zabitlerden defalarca aynen şu sözleri işittim: "Gelirken ZU'leri bitirdik, dönüşte nöbet LO'lerindir." Zo ile Ermenileri, LO ile Kürtleri kastediyorlardı. Osmanlılık ve hilafet devirlerinin "Gavura bakınca Kürt müslümandır" darb-ı mesali mana ve mefhum ifadesinde zaafe uğramıştı. Şimdi aranılan ne gâvur ne de müslümandı. Devrin aradığı Atilla, Cengiz ve Timur'un ahfadı idi. Birçok milletler arasında eskiden beri dolaşan KAVMİ NECİP tabiri artık Türklüğe hasıl ve tahsis edilmişti. Harbin beklenilen neticeyi vermemesi üzerine İttihat ve Terakki'nin, esasen başa çıkmamağa mahkum olan Yeni Turan planı kendiliğinden akim kaldı.
Sayfa 20
"Vallahi Avrupa Efendimiz'den korkar mı bilmem; fakat Efendimiz eskiden Moskof çarından korkuyordu, sonra elçisinden korkmaya başladı, şimdi tercümanından korkuyor. Zaten neden korkmuyor ki? Sahilden korkuyor; kalem sesinden ayak sesine kadar her gürültüden korkuyor; gazeteden, reçeteden korkuyor; kendi karyolasından korkuyor; kendi hafiyesinden korkuyor; öperken çocuğundan, çocuk yaparken karısından korkuyor... Korkacak kimse bulamazsa aynada kendisinden korkuyor..
Sayfa 73 - oğlak
Yalnızlığım, sırça gövdemdeki küçük bir çatlaktı eskiden, şimdi varlığımı boydan boya kateden bir kırılma!
Sayfa 5 - İzdiham Dergisi -sayı 54Kitabı okuyor
Resim