Burnunu hafif küflü ve keskin bir koku kitap kokusu geldi. Kitapçı dükkanlarının özel bir kokusu vardır Olric ; nevi şahsına münhasır derler eskiler, işte ondan.
Eskiler olduklarından çok daha az görünürlerdi. Bunlar, olmayanı pazarlamanın arayışı içindeler. Onlar, ''varlığını bilinmezlik toprağına göm, çünkü gömülmeyen şey meyve vermez'' derlerdi.
Dinlemeyi bilmeyen müşahedeyi ıskalar, konuşmaları yavanlaşır, zaman geçtikçe boşboğazlaşır. Eskiler "sözün şehveti" diye bir tabir kullanırlardı. Gerçekten konuşmanın hazzı, nefis terbiyesini hak eden şeylerden birisidir.
Benim aklım eskiler de kaldı.
Eski samimiyet, eski fedakarlık, eski takva, eski aşk ve eski islami yaşantı da.
Bir defa o zamanlar evi ve eşyaları en eski olan en takvalıydı.
Kıyafetleri en solmuş kişi en huzurlu kişiydi.
Hani nerde kaldı?
Çok çok eskiden bizim köyde hanımefendiler, atın üzerin de gelin gidermiş imiş.
Tabiykine o zaman araba olmadığı için;
Zamanın Mercedes'i at
Bmw'si eşek
Katırı ise Volkswagen imiş.
Bunun için eskiler: "Aklı Tanrı verir, ama beceri çocukken öğrenilir” demişler. "Kötü avcı aşirete yük olur" diye de bir atasözü vardır. Demek ki, insanın kazanması ve beslen-mesi için, mesleğini genç yaşta iyi öğrenmesi gerekiyordu.