Cesaret ölmek demek değildir. Hayatta zorluklarla yüzleşmek, acılarla yüzleşmektir. Ölmek kolaydır. Yaşamak; bu, cesaret hareketidir...!
271 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Antiklerin Mağarası
Orjinal adı "THE CAVE OF THE ANCIENTS" olan ve burada “Eskilerin Mağarası” olarak sunulan kitap, 1996 yılında Kardelen yayıncılık tarafından basılmış. Ben, Onbir Yayınları’ndan çıkan ve Türkçe adı “Antiklerin Mağarası” olarak yayınlanan 2007 ilk baskısını okudum. Diğerini inceleyemediğim için çeviride veya içerikte farklılıklar olup olmadığını da bilemiyorum. Gerçi olsa da bütününü çok etkileyeceğini sanmıyorum. Kitap, kendisi de Tibetli olan Doktor Tuesday Lobsang Rampa’nın kendi yaşam deneyimlerini ve Tibet’deki manastır eğitimlerini aktardığı bir tür kişisel gelişim kitabı olarak nitelendirilebilir. Kitapta, tüm inanışlara, dinlere ve insana dair her ne varsa küçük dokunuşlar yapılmış olmasına karşı beklentiyi de çok yüksek tutmadan okunması gerektiğini düşünüyorum. Kitap, benim de sevdiğim bir tarz olan öğrenci ve eğitmen/ler arasında, soru-cevap şeklinde ilerliyor ve içinde küçük hikâyeler barındırıyor. Özellikle Parapsikoloji ve Spiritüalizm konularına ilgi duyan arkadaşların hoşuna gidebilecek, reenkarnasyon, astral seyahat, öte alem ve aslında her insanda var olduğu halde kullanamadığı bazı psişik yetenekler hakkında da minik bilgiler veriyor. Minik bilgi diyorum çünkü anlatılanlar, uygulama esasları ve tekniklerini içermiyor. Herkesin keyifle okuyabileceği ve içerdeği küçük mesajlar ile mutlaka birşeyler alacağı bir kitap. Özellikle bu tarzın meraklıları için okunmaya değer olduğunu düşünüyorum… Sevgilerimle,
Eskilerin Mağarası
Eskilerin MağarasıT. Lobsang Rampa · Kardelen Yayıncılık · 199625 okunma
Cehennem burada, bu dünya üzerindedir. Bizim gerçek hayatımız diğer Dünya'dadır...
Geçmiş yaşamın bütün bilgisine sahipsin ve sadece hatırlatılmaya ihtiyacın var...
Yeşil, gözler için en dinlendirici renktir. Yorgun gözlere rahatlık verir...
Bu dünya cehennemdir, buraya dersler öğrenmeye geliriz. Ruhumuzun evrim geçirebilmesi için, burada acı çekeriz. Zorluk öğretir, acı öğretir; rahatlık ve iyilik öğretmez...
Bu yeryüzüne ilk önce bazı şeyleri öğrenmeye geldin. Sonra bu özel şeyleri öğrenerek, sınırlarımız ötesindeki daha büyük bir dünyaya, başka şeyler öğrenmeye gideceksin...
Bütün dünya titreşimlerden yapılmıştır. Bütün hayat, bütün cansız olanlar titreşimlerden ibarettir. Hatta, hiçbir parçacığın diğerine dokunamadığı, sadece havada asılı bir parçacık kütlesi olan kudretli Himalayalar bile...
Yeryüzü üzerinde, körlüğümüz içerisinde, bedenin tek önemli şey olduğunu düşünürüz. Bedenin acı çekme korkusu, bakış açımızı karartır ve yargımızı saptırır...
Batılı insanlar parçalara ayrılamayan ya da elle tutulmayan ya da bir kafese konulamayan şeylere inanmazlar. Batıda bir doğa ruhu, bir peri olarak isimlendirilir ve peri hikayelerine inanılmaz...
Ruhlarımızın Sesini Duy. Bu yanılsama dünyasıdır. Yeryüzünde hayat, sonsuz hayatın zamanı içinde sadece bir rüyadır, sadece bir göz kırpmasıdır. Ruhlarımızın Sesini Duy...
Bütün dünya titreşimlerden yapılmıştır. Bütün hayat, bütün cansız olanlar titreşimlerden ibarettir. Hatta, hiçbir parçacığın diğerine dokunamadığı, sadece havada asılı bir parçacık kütlesi olan kudretli Himalayalar bile...
Batılı insanlar parçalara ayrılamayan ya da elle tutulmayan ya da bir kafese konulamayan şeylere inanmazlar. Batıda bir doğa ruhu, bir peri olarak isimlendirilir ve peri hikayelerine inanılmaz...
Resim