Beyaz Mantolu Adam
Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu. Minareleri, kubbeleri, kemerleri ve parmaklıklı pencereleri filân hepsi tamamdı. Özellikle avlusu: dilenenler için en önemli yer. Bir kenarda duruyordu. Hiçbir hüner göstermediği için ya da acındırıcı bir garipliği olmadığı için
Sayfa 13 - Sinan Yayınları 1973 - İletişim Yayınları Bütün Eserleri 4 İstanbul 1987 2.BaskıKitabı okuyacak
Ne kadar yağarsa yağsın yağmur, içinin ovasını sel basmıyor burada. Elmalar bile imrendirmez oldu seni. Otlaklara, derelere, çayır böceklerine, ağaçlara bile gücenik oldun. Yeni ceketine bile kırgınsın şimdi, kundurana bile uzaksın. Kendine bile yeniksin, benim eski benim eskimiş-sevdalı yavrum. Yürü, hep yürü, durmadan yürü, o dağ sana adını vermişti köyde, bu sokaklar sadece tabela sunuyor. Yürü, boyuna yürü, gün gelir tabelaları indirirsin köşe başlarından, kimliğini asarsın onların yerine, açlıklar seni doyurur, yoksulluklar seni besler, büyür sevdan, kendine bile sığmaz.
Sayfa 201Kitabı okudu
Reklam
Çetin Korkut /Rengi Yok Yalnızlığın
Paslanmış insanlık. Eskimiş selamlar soğuk merdiven boşluklarında. Acı çekiyor takvimler. Toplamış eşyalarını, asmış çantasını omzuna gülüşler; bir merdiven altı yalnızlığında kendini tekrar etmekle meşgul sokaklar. Herkes ve her şey başkasına benziyor; kendin olmak günah! Yeni bir tutsaklık insan sabahları artık.
432 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
231 günde okudu
Bir kitaptan çok daha fazlası...
Yine bir İrvin yalom şaheseri... Dili oldukca hafif ve içerdeği temel psikoloji kavramlarıyla okuyucuya hem Psikoloji hem de Felsefenin yaşamımız için ne kadar temel bir rol oynadığını aşılıyor... Olay 19. yüzyılın son çeyreğinde Viyana'da geçiyor ... Atmosfer soğuk ve kasvetli...Psikanaliz'in yeni yeni duyulduğu ama tam olarak bilinmediği ,
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202351,9bin okunma
Umutsuzlar Parkı
I Biliyorsunuz parkların Sizi çağıran tarafları İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı Orada saklanıyor onlar Çünkü her türlü saklanıyorlar orada Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla Dağınık mavisiyle gözlerinin Sevgi vermez kadın uçlarıyla Korkuya, sadece korkuya sığınmış olarak Eskimiş, kurtlanmış ikonlarıyla
Yabancı
"Uzaklar var içimde hiç gidilmemiş Ve hiç yürünmemis sokaklar Kılı kıpırdamadan bekleyen zaman Kılıcını kuşanmış bakışlarında kızıl Ve hüzünlü bir pazartesi takvim yaprağındaki Dilimin ucunda bir isim Ya da bir dua.. Keyfe keder aksamların son deminde kalmış Alacakaranlık mehtabın aydınlığı Kaybolup gitmek mi ıssız yollarda fuzuli Yoksa şiir olup düşmek mi bir yüreğe pervasız Bitti bitecek derken açık kalmış mezarlar sükutumda Kan uykusundan uyanmış gibi ölüm Aynamdaki suretin kırgın kalbinde Suyu çekilmiş bir denizim de bağrıma bastığım Soğuk beden bir kaç tane. Ve bir gün batımı seremonisinde dans eden düşlerim . Bir hiçlik ki kifayetsiz kelamlar içinde Bir varlık ki sonsuza sığmayacak gibi Son nefesinde kalmış an içinde bulduğum ben değil Bir yabancı bakış Bir eskimiş gülüş... Yarım nefeslik Aşkın hakikatinde..."
Reklam
1957 – 59 İstanbul, Fatih, Bütün gün beni, bu kâğıtların başında oturmaya iten yalnızlığımı düşündükçe acımın artmasını istiyorum. Bu büyük, kalabalık şehirde hiçbir teselli yok benim için. Acım, çok önceleri, başka sokakların, başka pencerelerin, yatak odalarının, bütün o anlamsız eşyanın bulunduğu ortamda çok daha büyüktü. Şimdi başka bir
Resim