İKİ GÜL
ölümsüz değildir
hiçbir sevişme
çünkü
yenisini giydirmiştir
eskiyen zaman yüreğimize...
iki dudak
iki gül
titremiştir ansızın
en uzaklardan seyreden gemiler gibi
en kıyıdaki birbirimize...
Yüzü seğirdi, bir an için, eskiyen bir yüz görür gibi oldum. İşte o zaman verdiğim acının derinliğini kavradım. Bu insanlarda yol açtığım kederin zifiri karanlığını. Ali'nin felçli yüzü bile acısını maskelemiyordu.
Bir şeyden haz aldığı zaman o hazzı uzatmaya çalışır insan.
Daha önemli soruları daha sonraki mektuplarıma -başka bir geceye- saklayacağım, çünkü akşamım 'eskidi' ve size 'eskiyen' bir gecenin gölgelerinde yazmayı arzulamıyorum.
Başarı eski dünyanın insanlarını öfkelendirir
Yıllar önce bir Amerika seyahatinin sonunda her zaman olduğu gibi yine New York’un Kennedy Havalimanı’ndan uçağa binmiş, İstanbul’a dönüyordum. Uçaktaki koltuk komşum yaşlı, iyi giyimli bir adamdı. Uçak belirli yüksekliğe ulaştıktan ve kemerlerimizi çözebileceğimiz duyurusu yapıldıktan sonra, hostesler
Muammanın Nirvana’sı..
Coelho amcanın ‘’Casus’una’’ nasıl denk geldim?Hele biraz kulak verin bakalım.
Her zaman ki gibi bulunduğum kasvetli ahvalden (sebebi aşikar; iş stresi) soluğu Osman abinin (haftada bir kez ziyarette bulunduğum biricik sahafımın sahibi) yanında almıştım.İsteyeceğim kitapların listesi hazırdı.Kitap isimlerini sırasıyla