Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
yahya kemal'e diss geldi :D
Bir manzumesi üstünde on sene çalıştığını söyleyen şair başkalarını aldatmıyorsa kendini aldatıyor: Her manzumenin ceremesi bir tek ânın mahsulüdür. Halbuki on senenin hiç bir ânı ötekine benzemez. Bir manzumenin üstündeki emek, bünyesine değil, biçimine aittir ki on sene süremez. Bu şair, kendine ve başkalarına karşı namuslu olabilmek için şöyle demelidir: "Bir manzumenin üstünde on sene esnedim."
Bilmez miyim? O eski ses mi artık sesim? Yorgunum, esnedim, kopabilirim sanki her an.
Reklam
"Bronz," dedim. "Bir şey soracağım." "Sor." "Çocuğun olursa adı Platin mi olur?" İgrenç bir şey söylemişim gibi bakarken konuşmaya devam ettim. "Altın, Gümüş ve Bronz diye devam ediyorsunuz. Herhalde çocuğun olursa adı Platin olur." "Sen mümkünse bir daha sarhoş olma, Hisar." "Komikti kabul et," diye mırıldandım. "Soyadını çok merak ediyorum. Acaba adıma yakışır mıydı?" Bir anlığına duraksadı. "Yakışıp yakışmadığına baktın, değil mi?" diye sorarken muzip bir ifade takındım. "Evet." "Eee yakıştı mı peki?" "Yakıştı," diye yanıtladı. "Hem de çok." "İyi ki çocuğum olmuyor," derken uykunun beni esir altına almasıyla seslice esnedim. "Yoksa adını Junior Bronz koymak zorunda kalabilirdim." "Bronz bir isim değil, Hisar. Yalnızca bir lakap. İsim olarak koyamazsın." Yüzünü buruşturdu. "Hem izin vermezdim zaten. Unut sen onu." "Ben izin verirdim," dedim ona bir vasiyet verdiğimi fark etmeden. "Çocuğuna benim adımı koyabilirsin. Hisar'ı değil ama His'i. Sonsuza dek yaşardı. Yaşatır mısın?" Sessiz kaldı. "Bronz yaşatır mısın?" diyerek tekrarladım. "Eğer cevap vermezsen hiç uyumayacağım ve başının etini yiyeceğim." "Yaşatırım," dedi. O an ilk kez bana uyu dememişti. "Yaşatırım, Hisar."
Sayfa 354
Sinema salonlarından çıkıp gerçeğe alışabilmek için gözlerini kırpıştırdıklarını gördüm, dünyada neler olup bittiğini öğrenmek için sendeleyerek evlerine Times okumaya gidişlerini izledim. Onların gazetelerine kustum ben, edebiyatlarını okudum, örf ve adetlerine uydum, yemeklerini yedim, sanatlarına esnedim. Ama ben yoksulum, soyadımın sonu ünlü bir harfle bitiyor ve benden nefret ediyorlar, babamdan ve babamın babasından da, ellerinden gelse kanımı içerler ama yaşlanmışlar artık, güneşin altında ölüyorlar, oysa ben genç ve umut doluyum, yaşadığımız zamanı ve ülkemi seviyorum ve sana Yağlı dediğimde yüreğim değildi konuşan, eski bir yara titreşti sadece. Yaptığımdan çok utanıyorum.
- Doğrusu bugün de ölü gömülecek gün değil, dedim. - Neden? - Çünkü kar yağıyor... (esnedim.) kısa bir süre kız: - Ne değişir ki? - Yoo, çok şey değişir, dedim. neniden esnedim.) Herhalde mezarcılar ıslandıkça küfrü basıyorlardır, mezarın içi de su ile doluyordur.
Sayfa 97 - neniden esnedim.) Herhalde mezarcılar ıslandıkça küfrü basıyorlardır,mezarın içi de su ile doluyKitabı okudu
"Kollarımı havaya kaldırdım ve büyü içime akmaya devam ederken esnedim. Büyünün içimde toplandığını, aktığı her yere güç aktardığını hissedebiliyordum. İşık ve güç ve bilgi aktarıyordu. Bildiğimden haberdar bile olmadığım şeyler fısıldıyordu."
Reklam
Esnedim…. Meğerse esnemek:
“Esnemek, Istıraplı bir ruh düğümü olan bütün gerilmiş vaziyetlerin çözülüp açılmasıdır. Ruh tahlillerinde eşsiz olan bir filozofun dediği gibi, dikkat, bekleyiş, uyanıklık vaziyetinde, yay gibi gerilmiş duran adam, esneyemez. Esnemek, harp ve müdafaa vaziyetini terk etmiş, tam bir emniyet içinde olduğunu hisseden vücudun mesut teslimiyettir.”
Değişiyor Uyumlıyorum Acıyor Esnedim esnedim ve çaaaat diye kırıldım ilkokul cetveli gibi
Değişiyor. Uyumlıyorum. Acıyor. Esnedim esnedim ve çaaaat diye kırıldım, ilkokul cetveli gibi.
Reklam
Bu Dökülen Benden
Bu sapadan yakın uzak taze bayat herkesi Bu rast geliş korunaklı kapısı incinmeyenlerin Bu sarı bir bez üzerimde ne yapıyor Bu ışıl ışıl ışıldıyorum pistlerde dans ederken Bu en çok köpekten, en az kaplandan, biraz Bu ağzı köpüklü hayvanlardan korkuyorum Bu düşersem beni tutacak kimsem yok masalı Bu yokuşunda tıkandığım, takıldığım, tattığım Bu yüzümde patlayan görgü kuralları Bu salsa, rumba ve diyarbakır yöresi Bu hav, bu hava, bu havsala, bu hevenkler Ama çarpılmış, süzülmüş, yuvarlanmış herkesim ben Ama kalbinin izini dilimle ıslatarak lezzetlendirdim Ama uyandığımda çıtayı hep yükseğe koyarak esnedim Ama belime kadar bu insanlar, su çok güzel gelsenem benim Ama elim sevgilime pansuman yaparak ne kast ediyor Ama çarp şu kapıları, yere tükür, ağzını şapırdatarak konuş Ama bahsini açtığım sen değilsin dost meclislerinde Ama her şeyim de ben aynı zamanda, yüzülüp çıplak ve güzel Ama dilimle kalbini kalp olduğuna ikna eden benim Ama uyanmanın insandan eski olduğunu anlattım sana Ama bu belim belki insanlar kadar, durma öyle, boğuluyorum Bu dökülen benden hiçbir şey eksiltmiyor Ama yine de topla istiyorum
Baxter, bizim zaman, mekan ve ahlak anlayışlarımızın doğal ya­salar değil, duruma uygun alışkanlıklar olduğu yolundaki açıkla­masının yarısına geldiğinde yüzüne karşı esnedim.
“Ne düşündüğümü biliyor musun?” “Ne?” diyerek esnedim, saçıma uzanıp tokalarımı çıkarırken. “Dün gece buraya gelen adam var ya?” Tezgâhın üzerine bıraktığım tel tokayı aldı, ters çevirip baston gibi kullanarak bir sağa, bir sola yürümeye başladı. “Sanırım onunla işi pişirmek istiyorsun.”
Dex YayınlarıKitabı okudu
Kahvemi içtim. Buğulu bir soğuk su bardağı karşısında, başım her türlü düşünce işinden azade, uzakta, tepelerin arasından çizilen denizin koyu lacivert hattına daldım. Birden çenelerim gerildi. Uzun uzun esnedim. Bu rahat esneyiş, bana, şu tatlı yaz sabahında, bir saadet dakikasının sonsuzluğu içinde yüzdüğümün haberini verdi.
Sayfa 51 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
. Komik ama şimdi geriye dönüp baktığımda, ıssız koridorda gözlerimi kırpıştırarak durduğum bu özel zamanın, aslında yaptığımdan çok daha farklı bir şey yapmayı seçebileceğim tek nokta olduğunu fark ediyorum. . Ama tabii ki bu çok önemli anın gerçekte ne olduğunu anlayamadım; Sanırım asla yapmayız. Bunun yerine sadece esnedim ve üzerime çöken anlık sersemlikten kendimi kurtarıp merdivenlerden aşağı doğru yürüdüm. . . .
90 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.