Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envara, esrara ya bi'l-kuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakiki tanımayan, sevmeyen nihayetsiz şakavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten müptela olur.
Alkol ancak MÖ altıncı yüzyıl sonrasında, yani Hinduizm daha katı bir anlayış kazanınca yasaklandı. Brahminler yaygın içilen ve yine daha hafif bir keyif verici olan esrara yöneldiler.
Reklam
Hakk'a Gidelim
Risale-i Kudsiyye: Sakın nâmahreme bakma göz atma, Budur redde sebeb, gafletle yatma, Dahî münkirleri esrâra katma, Dahî mü'minleri buhtânla satma, Edebdir yol asıl Hakk'a gidelim, Cemâl-i bâ kemâle seyr edelim.
Sayfa 310Kitabı okudu
Kimsə duyuq düşməsin kədərimdən, qəmimdən, Durub yol alım bağa - astaca ağlamağa...
Kurtlar Vadisi'ndeki rol dağılımı da böyledir; mertlik, vatanseverlik, cesaret, dürüstlük gibi ortak paydaya ve sömürülmeye açık hamasi duygularla harmanlanmış, her yaptığı mubah sayılabilecek, kendi gölgesinin karanlığını giyinip silahlanmış, sokaktaki sıradan insanı süper kahraman ilan eden prototipler. "Adam Asmaca" diye ulusal bir çocuk oyunumuz varken, Kurtlar Vadisi aslında kimseyi rahatsız etmemeli.
Sayfa 101Kitabı okudu
Bugün mevcut bütün İslâm devletleri öyle garip bir ehrama benzetilebilir ki,kaidesi,yani halkı mü'min,zirvesi,yani güdücüleri ona zıt...
Sayfa 472
Reklam
“Türkiye’de kritik yoktur, çünkü bir defa Türkler hâlen kasabalı zihniyetli ve itiyadındadır. ‘Kimsenin tavuğuna kış demeyeyim,’ derler; ‘Sırça köşkte oturuyorum, el âleme taş atmayayım,’ derler. Bu kafa efrada ve etrafa pek bulaşmaz. O zaman da toplum ilerlemez.”
Sayfa 163Kitabı okudu
Üzücü..
Bir defa Türkler hâlen kasabalı zihniyeti ve itiyadındadır. “Kimsenin tavuğuna kışt demeyim,” derler. Bu kafa hep böyle gider, efrada ve etrafa pek bulaşmaz. “Niye şimdi sert eleştireyim? Bakarsın işim düşer,” anlayışı hâkimdir. Karşındakiler de seni eleştirmez; geçinir gidersiniz. Ama o zaman da toplum ilerlemez.
Sayfa 162
" 'Size ölmeyi emrediyorum!' dedi mi?.. Atatürk hayranlığı ile bilinen Ruşen Eşref Ünaydın ropörtajın 'Size ölmeyi emrediyorum!' bölümünü Atatürk'ün ağzından naklediyor: 'Ben kuvvetlerimi bırakmıştım, efrad on dakika istirahat etsin diye, düşman da bu tepeye gelmiş... Kaçan efrada: -'Düşmandan kaçılmaz' dedim. -'Cephane kalmadı' dediler. -'Cephaneniz yoksa, süngünüz var' dedim bağırarak süngü taktırıp yere yatırdım, düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır. 1. soru: askerler gerçekten kaçıyorlar mıydı yoksa yerlerini taze kuvvetlere bırakıp geri mi çekiliyorlardı? 2. soru: panik halde kaçan askerleri bir sözle durdurmak mümkün müdür? 3. soru: vatan derdini unutup can derdine düşen insanların emir dinlemeyeceğini psikiyatristler söylüyor. Bunlar bir cümle ile duruyor. Bu nasıl oluyor? 4. soru: Çanakkale Zaferi kaçarak mı kazanıldı?
Mektubat Yirminci Mektup Risale-i Nur da en sevdiğim bölümlerden biri;
Mukaddime Kat'iyen bil ki: Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi iman-ı billahtır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billah içindeki marifetullahtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır. Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en safi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir. Evet, bütün hakiki saadet ve hâlis sürur ve şirin nimet ve safi lezzet, elbette marifetullah ve muhabbetullahtadır. Onlar, onsuz olamaz. Cenab-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihayetsiz saadete, nimete, envara, esrara ya bi'l-kuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakiki tanımayan, sevmeyen nihayetsiz şakavete, âlâma ve evhama manen ve maddeten müptela olur. Evet, şu perişan dünyada, âvâre nev-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta; sahipsiz, hâmisiz bir surette; âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder. İşte bu âvâre nev-i beşer içinde, bu perişan fâni dünyada; insan, sahibini tanımazsa mâlikini bulmazsa ne kadar bîçare sergerdan olduğunu herkes anlar. Eğer sahibini bulsa mâlikini tanısa o vakit rahmetine iltica eder, kudretine istinad eder. O vahşetgâh dünya, bir tenezzühgâha döner ve bir ticaretgâh olur. Mektubat
Sayfa 222 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
"Cenâb-ı Hakk'ı tanıyan ve seven, nihâyetsiz saadete, nîmete, envâra, esrâra; ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır."
Sayfa 29 - RNKKitabı okuyor
Dünya bir ipuçları deniziydi; her damlasında arkasındaki esrara varacak bir tuz tadı vardı.
Sayfa 272 - YKYKitabı okudu
Varoluş İtirafı
Genç adam, dış dünyada bulamadığı neyse, nelerin kırıklığı, nelerin hevesiyle, katılmak için dergâhın kapısını çaldı. Binlerce gecenin ve yakarışın esrarında süzülmüş, aksakallı, incecik, uçuk bir İsa tasviri gibi* bir derviş açtı kapıyı. Genç içinde yapraklı bir göl, gölgeli bir sesle dergâha katılmak istediğini söyledi. Derviş, dalgınlıktan öte gözlerle baktı gence. Bir şey söylemeden usulca kapattı kapıyı. Şaşkın kalıverdi tanrı heveskârı. Kısacık, uzunca, bir zaman sonra kapı açıldı. Derviş, elinde su dolu bir kova, bir şey söylemeden gencin önüne koydu. Sonra bin yıllık bir bilginin karşılığını bulmak ister gibi baktı yüzüne. Genç, bu sırrı binlerce yıl önceden biliyormuş gibi incecik bir gülümsemeyle yanı başındaki gül ağacından bir yaprak kopardı, suyun üstüne bıraktı. Derviş, üstündeki esrara yakışan bir gülümseme, aradığı yanıtı bulmanın sessiz sevinciyle, dergâhın kapısını ardına kadar açtı. Derviş, harflerin sesiyle büyüyü bozmadan, genci incitmeden "doluyuz" demiştir. Genç, bilgeliği görmüştür, inceliği görmüştür, içerdeki dünyayı görmüştür. Kendi sığlığında boğulan dünyadan, doğru yere geldiğine bir daha inanmıştır. "Ben taşırmam" demiştir. Kapı, sessiz bir alfabeye, onun çağrışım yüklü cümlelerine, dışarının kaybettiği bir sonsuzluğa açılmıştır.
Çocukken oynanan masum olduğu sanılan oyunlar
ADAM ASMACA bir oyundu, çocukluğumuzda oynardık önce nokta nokta bir cümle ve sonra harf sorardk ilk bilemedii harfe bir kafa ikincisine bir gövde çizgilerden darağacı kurardık çocuktuk, güzel oyunlarımız vardı boş vakitlerimizde birbirimizi asardık..
Sayfa 56
İstersem bırakırım deyip esrarı içmeye devam etmen bizim açımızdan esrara baĝımlı olduğunun en büyük işareti
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.