512 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Ah bu yağmur, Bu yağmur kanımı boğan bir iplik Tenimde acısız yatan bir bıçak Bu yağmur yerde taş ve bende kemik Dayandıkça çisil çisil yağacak Bir yağmurdayım bir yağmur ki nasıl desem bir bahar günü ansızın yağan ama mutluluğu geçici bir yağmur,bir yağmur ki en ketum aralık yağmuru başı sevinç ortası hayal kırıklığı sonu olmayan ve yüzüme
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 201821,2bin okunma
716 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilim, bilim romanı dediğin nedir ki gülüm; Jules Verne olmadıktan sonra... Geçtiğiniz günlerde Jules Verne'in doğum günüydü. Tarihe adını bir bilim insanı olmadığı halde öyleymiş gibi yazdırmış, güçlü bir kalem. Genel olarak Jules Verne romanları, çocuk klasikleri diye lanse edilir. Ancak inanın olay o kadar dar boyutlu değil. Evet, tam da
Esrarlı Ada
Esrarlı AdaJules Verne · Alfa Yayıncılık · 20182,430 okunma
Reklam
1724 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hugo Adam mıdır?
Victor Hugo’nun Sefiller isimli muazzam eserinin kişisel olarak fikrimde ve duygularımda yaşattığı sarsıntılardan yer yer bahsedip mevzuyu hem kişiselliğe indirgeyip hem de geniş çerçeveden bakıp aciz idrakimle, yetersiz kelimelerimle birkaç yorum yapmaya çalışacağım. Bir parça çokbilmişlik yaparak durumu izah etmeme izin verin. Edebiyat tarihinde
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202487,9bin okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Şimdilerde içimde evvela, bir kuş misali yükselip, sonrasında havası kaçmış balon gibi yere inen hisli teşebbüslerin intihar köprüsüne koşmasına sebep veren kitaptır kendisi.. bu defa herkesi öldürdün Stefan amca. Olağanüstü Bir Gece... Ve fazla esrarlı bir kapak resmi.. Bu ikiliye aldanıp, Stefan Zweig, bu defa anlatmaz da hani birazcık sayfalar arasında koşturur diye düşünmüştüm ama yanılmışım. Bu defa yalnızca anlatmadı da, çokça da hissettirdi. İşte bu albenili kapağa sahip kitabımız, dört hikâyeden oluşuyor. Her biri farklı içerikler olsa da elbette ortak paydaları ve tabi faydaları mevcut. Bunlar nedir derseniz? Stefan Zweig'in o karşı konulamaz akıcılıkta ki üslubu, sizi hiç sıkmayacak şekilde olduğuna inandığım nasihatlerini, cümle aralarına sıkıştırması ve bizlerin bunu kolaycacık kabul etmesini sağlaması.. Stefan Zweig genelde hikayelerinde, bana göre, anlatır ya da hissettirir. Ancak bu kitaptaki hikayeler sanki biraz farklı.. sanki bu defa dert yandı.. serzenişte bulundu. Ya da ben o ruh halindeyim bilemiyorum. Ki öyle de olsa buda kitabın başarısıdır. Okuyucunun kitapta kendini bulmasını kastediyorum. Bu kitabı ille de okuyun diyemem, ama okusaniz ne güzel olur... Bir şeyler bulmaktan ziyade, bir seyler dinlemek isterseniz eminim bu hikâyeler size iyi gelecektir. Son olarak kitabın bende bıraktığı: Ben sen gibi öldüremesemde, vazgeçirdim ama yaşama isteğinden.
Ay Işığı Sokağı
Ay Işığı SokağıStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202167,7bin okunma
193 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Eser, yapısı bakımından ayrı ayrı öykü­lerden oluşuyor havasında. Öyküler ara­sındaki bağlantı, anlatılan kişilerin aynı çevreden se­çilmesi ya da birbirleriyle karşılaşmaları yoluyla ku­rulur. Bir bakıma yazar, merkezi Burgaz olan bir mekanda ve savaş yıl­larının egemen olduğu bir zaman diliminde kü­çük insanların dünyasını sergiler. Fakir balıkçıların, berberlerin, aylakların, hır­sızların, esrarkeşlerin ve çocukların öyküleriyle erkek berberi olan Melek’in sevdiği üniversiteli Fahri ve onun Adapazarı yaşamıyla yolculuğu sı­rasında dinlediği serüvenler parça parça birbiri­ne eklenir. Fahri’nin hastalıktan kurtulamayıp ö­lüşü, Hikmet’in Melek’e olan sevgisi yapıtı ro­manlaştırmaya yetmez. Babası Ali Rıza kızgın­lıkla dükkandaki eşyaları parçalayınca Melek ka­çar. Hikmet de Kaşık adasına bekçi olur. Roma­nın son bölümünde üç serserinin (Musta­fa, Recep, Hasan) ve bir kızın (Marika) öy­küsü eklenir. Yine bir "ada" metaforu oluşuyor derken üç ahbap çevredeki adalarda dokuz köşk soyar ve polisler Kaşık adasına gelip hepsini yakalarlar. Suçsuz Hikmet hapis­hanede manevi babası Ali Rıza’yla karşılaşır. Bir gece esrarlı cıgarayı birlikte içerek hayale dalar­lar. Ali Rıza, “Don yağıle yağlanmış” bir direk­ten boyuna kayarken; Hikmet, rüyada gibi medarı maişet kayığıyla suya gömülür.
Medarı Maişet Motoru
Medarı Maişet MotoruSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20202,144 okunma
406 syf.
8/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Sinestezi; kısaca duyuların birleşmesi anlamına geliyor. Sinestezikler için her harfin, her sayının, her günün, bir rengi ya da notaların tadı var. Sinesteziyle başlayan kitapta ağırlıklı olarak alzheimer anlatılıyor. Çünkü sinestezik kahramanımızın annesi alzheimer. Noel, annesini iyileştirmek için üç arkadaşının (Norval, Samira, Jean Jacques) desteğiyle çalışmalarına başlıyor. Bir klinikten yardım alarak ilaç kullanmaya başlayan annesi iyileşme göstermeyince, bunlara ek olarak Noel bitkisel karışımlar hazırlamaya başlıyor. Bu karışımlarla da kalıcı bir ilerleme görülmeyince iş büyü yapmaya kadar varıyor. Kitap kesinlikle çok yönlü. Noel'in sinesteziyle baş etmesini, annesi için çabalamasını, annesinin günden güne yaşadığı değişimleri, ve Noel in arkadaşlarının hayatını okuyoruz. Tüm bunların yanında yazar; Esrarlı Ada'dan, Binbir Gece Masalları'ndan, Don Kişot'tan alıntılar yaparak içeriği zenginlestirmiş. Ayrıca Sylvia Plath, Van Gogh, Ömer Hayyam, Vladimir Nabokov, Primo Levi, Baudelaire, Dante gibi yazar, şair ve ressamlarla ilgili de detaylar bulunuyor. İçerikle ilgili hoşuma giden bir diğer nokta günlükler oldu. Kitaptaki her karakterin günlüğünü okuyoruz, böylece aynı olayı farklı bakış açısıyla görebiliyoruz. Bilimsel terimler sıkça kullanılmış ama dip not olarak açıklaması yapılmış. Bu arada Noel'in hem annesi hem kendi için gittiği kliniğin doktoru da dip notlarla kitaba katkı sağlıyor. Çok keyif alarak okuduğum bir kitap oldu, filmi yapılsa da izlesem
Sinestezya
SinestezyaJeffrey Moore · April Yayıncılık · 20101,435 okunma
Reklam
Geri16
69 öğeden 61 ile 69 arasındakiler gösteriliyor.