Hemen aldım. Çünkü bir güzelliğe geç kalmak istemedim. İzdiham her sayı daha da güzelleşti. Heyecanları beni de çok heyecanlandırıyor. İzdiham, bugüne kadar çıkmış en iyi dergilerden biri ve şu an bence zirvede. Onu zirvede yapan içeriği, kapağı ve sadece edebiyat yapması. Ben herkese öneriyorum. Öneriyorum ki iyi bir edebiyat dergisi nasıl olur, onlar da okusunlar. İyilik çoğalacak.
Bağışlanırken hüzünlü olmayı beceremeyenlerin, hayatları boyunca rüzgarın dudağına iliştirdiği saçlardan rahatsız olanların arasında işte bir ömür geçiyor.
Bülent Parlak
Yıllarca “ölümüm kendime ait bir evin tenceresinde kaynasın” diye tüm hayâllerini, tekaüt olunca alacağı birikmiş paraya bağlayan, mıymıntı banka memûresiyle cebelleşerek bahşiş bile bırakmadan aldığı o kutsal paranın tamamını, kocaman kerpiç eve gözünü kırpmadan harcayan babamın bedeni titretir durur o günlere dokundukça. Nasıl dokunmasın ki? Altı yaşıma kadar gördüğüm en güçlü adamı; yüzü, bütün babalardan daha güzel, bütün ansiklopedileri ezbere bildiğini zannettiğim, harbe hangi taraftan katılsa saflarını zafere ulaştıracak kadar kahraman ama vücuduna tebelleş lânet bir mikrop karşısında bedeni koca bir dağdan küçük bir çakıl taşına dönüşen babam. O gün hepimizin yüzünü uzun bir kışa çeviriyordu.
Altı yaşındaysanız ve babanızın ölümü gözlerinizin önünde gerçekleşiyorsa, ömrünüzün geri kalan kısmında içtiğiniz kahvenin ücretini benim gibi üç kez ödemeyi mantıklı zannedebilirsiniz.
Yeni bir gitmek. Yaşadığım şehirle anlaşmamı bozup sineması kırık sandalyelerle dolu olan başka bir kentle nikâh tazeliyordum. Şehirlerin ve kentlerin başka yerler olduğunu bana gideceğim yer öğretecekti.