youtu.be/bdxB9H7lJRw?si=...
Ay’a Kulak Ver, 1915 Birinci Dünya Savaşı’nda Almanlar tarafından batırılan Lusitania gemisinden sağ kurtulan Merry’nin (Kayıp Lucy) hikâyesini, savaşın hüzünlü yanını, insanlığı ve en önemlisi koşulsuz sevginin iyileştiren yönünü anlatıyor. Gerçek bir efsanenin hikâyesi olması beni çok etkiledi.Ay’ın fısıldayacaklarına sizde kulak verin!
“Galiba insanlar da hava gibi değişken olabiliyorlar. Sakin, ılık ve huzurlu bir havanın ertesi gün yerini devasa dalgalara, kükreyen rüzgara ve öfkeli bulutlara bırakması gibi, insanların da aniden değişebildiğini, iyiliğin ve kibarlığın kötülük ve bağnazlığa yenik düşebileceğini öğrendim.”(180 syf)
Yani bu savaş, onca ölü ve yaralı, neye yarayacak? Uygar insanlar, doğruyu yanlıştan ayırt etmek için bu yöntemi kullanmamalı. Bu hiçbir zaman işe yaramadı ve yaramayacak.
…Rızayı ve sabrı doğru anlamak için çok okumak lazım gelmez; hocaya gitmek, ilim tahsil etmek lazım gelmez; doğru davranmak lazım gelir. Onun için ne yazık ki çok ilim tahsil ettiğini zannedip öğrendiklerini hayatına tatbik edemeyenler ne mutlu olabiliyorlar ne de yetiştirmekle görevli oldukları insanları, yani evlatlarını öğrencilerini, maiyetlerini -usta çırağını ve kalfasını-
eğitebiliyorlar. Neden? Çünkü kendisi bildiklerini yapmıyor. Ne kadar güzel nasihat ederse etsin, kişi o işi kendisi yapmadığı müddetçe söyledikleri tesir etmez.