"Essalamu aleyküm ve rahmetullah" dedi imam ve insanlar tekrarladı derin bir teslimiyetle...
Selam olsun o dirilten, yaşatan ve kendisine kavuşturan Allah'a
Sayfa 105 - Carpe Diem Kitap, 2. Baskı (2018)Kitabı okudu
Selam verdikten sonra namazın bittiğini düşünürüz. Dört rekatlık öğle namazının farzını kıldın, dördüncü rekatta tahiyyata oturdun; salli-barik dualarını okudun namaz bitiyor gibi gelir. Hakikatte bitmez. “ Essalamu aleyküm ve rahmetullah” diyerek sağa ve sola selam verdiğimizde yeni bir namaz, daha doğrusu namazın yeni bir boyutu başlar. Selam namazın boyut değiştirmesidir. Selamı düşünelim. Yeni bir ortama geçerken selam veririz. Namazın sonundaki selam da aslında namazdan çıkışı değil, namazla hayata girişi ifade eder. Bir de selam verdiğinde eğer camide isen etrafındaki mü’minlere, tek başına halvette kılıyorsan, seninle birlikte bulunan meleklere, bütün varlığa bir selamet deklarasyonu yapıyorsun demektir. Yani “Ben namaz kıldım, selamete erdim, bundan böyle benden korkmayın, benden size ancak selamet gelir, felaket gelmez.” manasındadır. Selam namazı bitirmez. Selam namazı hayata taşır.
Essalamü aleyküm ve rahmetullah
Bu Dünya İçin Yaratılmadın..
İnsan sadece beden değil;ruhu var, gönlü var. Ve hatta biri diğerinden daha fazla olacaksa gönül terazide daha ağır basar. Ve zordur gönlün derdine derman bulmak..
Mehmet Paksu'nun Abdülkâdir Geylânî eserlerinden derlediği bu kitapta özellikle nefis terbiyesinde faydalar göreceksiniz. Kitap içerisinde öğüt niteliğinde, sanki bugün söylenmiş gibi hissettiren hayatımıza yön verecek bir eser..
Abdülkâdir Geylânî, hem ilmi hem de manevi hali yüzyıllar boyu gönüllere Allah'ın sevgisini yansıttı. Büyük âlim olmasının yanı sıra aynı zamanda bir evliya ve Allah dostudur..
#kitapalıntıları
Ey Evlat! Sen dünyada ebedî kalmak için yaratılmadın. Allah'ın yoluna uymayan bir yaşayış içindesin. İçinde bulunduğun bu hali hemen değiştir..
Ey Evlat!Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsini düzelt..
Ey Evlat! Kalbin karışmadığı dilin bilgisi hiçtir. Kalbin yaya kaldığı bilgiyle bir adım bile atman mümkün olmaz. Yol dediğimiz, kalp yolculuğudur. Yakınlık, sırların birleşmesidir..
Dikkat: Tatkaçıran/oyunbozan içerir.
Ferçler ve Zebler: ‘Binbir Gece Masalları’ Üstünde Bir İçerik Çözümlemesi Denemesi
Ulaş Başar Gezgin
“Essâlamu Aleyküm!”
Muhteşem bir halk anlatıları toplaması olan ‘Binbir Gece Masalları’, uzunluğu dikkate alınırsa (Alim Şerif Onaran (1992) çevirisiyle 1. cildi, 66 bin sözcük ve 477 bin vuruş olmak üzere
Yol yoldaşla güzel, yol rehberin izinde güzel
Çıkarılmasa idim çıkmazdım!
Çıktılar yurtlarından, hüzünle ayrıldılar şehirlerinden. Bir gün mutlaka döneceğiz diyerek ayrıldılar beytten..
Ötelerden haber geldi, sefer emri geldi. Sevindi yürekler, coştu gönüller. Sevinç haberi dalga dalga yayıldı şehrin sokaklarında. Haberi alan hazırlandı kutsal
Her güne bir hadîs..
Kudsî Hadis 11..
Verene yenisini verir. Azîz ve Celîl olan Allahü Teâlâ buyurdu; Ey kulum! Sen fakirlere sadaka verip yardım et, ben de sana vereyim..
Efendimiz (sas) Allah'ın hazinesi doludur. Onun gece - gündüz durmadan vermesi, mülkünden birşey eksiltmez. Göğü, yeri yarattığı günden beri Allah'ın kullarına neler verdiğini bir düşünün bakalım. Elbette onun elindeki hiçbir şey eksilmemiştir. Allah'ın tahtı sonsuz nimet deryası üzerine kurulmuştur. Siz hayır için bir şey harcarsanız Allah onun yerine yenisini verir. Çünkü O en hayırlı rızık vericidir, Amenna ve Saddaknâ..
Peygamber Efendimiz (sas) sadaka vermenin malını eksiltmeyeceğini buyurur, bir sadakaya kıyamet gününde yedi yüz misli karşılık verileceğini belirtir.
Allahü Teâlâ insanların kimine çok, kimine az verdiği için onun kudret elinde bulunan adâlet terazisinin kefesi kâh aşağı iner kâh yukarı çıkar.
Elbette Allah Teâlâ her işi yerli yerince yapar. Biz buna Rabbimizin hikmeti diyoruz. Biz onun neyi niçin yaptığını bilemeyiz. Yaptığı işlerin hikmetine akıl erdiremeyiz. Kullarından kimine neden az, kimine neden çok verdiğini, kimine yardımını neden kestiğini, onları neden yaşatıp neden öldürdüğünü, kimine neden kısa, kimine uzun ömür verdiğini kavrayamayız. Bize düşen Allah'ın her işi hikmetle, yerli yerince yaptığına iman etmektir..
Amenna ve Saddaknâ Essalamü aleyküm ve rahmetullah
Allah kuluna kâfi değil mi?
Zümer, 36