Enes radıyallahu anh şöyle demiştir: 'Resülullah salallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu.
(Tirmizi, İsti'zân, 10)
Peygamber Efendimiz (ص):
İman etmediçe cennete giremezsiniz,birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size,yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?
Aranızda selamlaşmayı yayınız.
Size selâm verildiği zaman, siz de ondan daha güzel bir şekilde veya (en azından) onun gibi selâm verin." (Nisa, 86) Bu ilâhî emre muhalefet edip selâmı cevaplandırmayan kimse günah kazanmış olur.
Onlar namaz kıldılar...
Namaz ise onları kul kıldı...
Sağ yanlarıyla sol yanları, sonsuza doğru ilelebet açılarak bir teklife dönüştü:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah... Esselamu Aleykum ve Rahmetullah…..
Kullarını her türlü tehlikeden selamete çıkaran, esenlik veren anlamına gelir. Bu ismi ile kullarını dert, belalardan, sıkıntılardan kolaylığa çıkarır.
Selam ; kulun diğer Müslüman kardeşine aynı zamanda iyilik temennisi, duasıdır. Birbirimizi Allah'ın bu ismi ile selamlamayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Bu konuda pek çok hadis vardır. Ebu Hureyre 'den nakledilen bir hadiste Peygamberimiz ( s.a.v ) " Allah'û Teâlâ, Adem Peygamberi yaratınca, durmakta olan bir grup meleği göstererek : Git şunlara selam ver ve sana nasıl bir selamla karşılık vereceklerini dinle. Çünkü onların karşılığı, senin ve neslinin selamı olacaktır. Buyurdu.
Bunun üzerine Adem( a.s ):
- Esselamü aleyküm, dedi. Melekler de :
-Esselamü aleyküm ve rahmetullahi, şeklinde karşılık verdiler. Buyurmuştur.
Sahabe döneminde hiçbir işleri olmadığı halde, bazı sahabelerin sadece selam vermek, yani dua almak için ( çünkü selam duadır) pazara çıktıkları ve karşılarına çıkan herkese selam verdikleri belirtilir.
“ Bir selam ile selamlandığınız zaman, sizde ondan daha güzeliyle selamı alın veya onu aynıyla karşılayın ”
Nisa: 86