ADA PALAS ;
Bu gün seni andım Kulakların çınladımı .. Ada palas'ın önünden geçtim uzun Zaman sonra ilk defa... Yokuşları yalnız çıktım sen elimden Tutmadın... Adaya giden otobüs sırasında bekledim Bu sefer kimsenin kolunu yanlışlıkla Tutmadım... Dileğimi diledim ayayorgi'de Eşsiz manzara eşliğinde çay içtim Bizim masada başka bir çift vardı bu gün Birbirlerine bakarken gülüşüyorlardı Eskiden bizim yaptığımız gibi... Bir kalemde silip atılamıyacak kadar Güzel anılar biriktirmişiz ... Sen silip atana kadar !!!
Ölümün sessizliğine eşsiz Bir seda ile girdim Boğulmaktan korktuğum Denizin tahmininden derinim
Reklam
"Le moment où je m'appuie sur ta poitrine est pour moi une paix unique, bonne nuit, ma chérie." (Göğsüne yaslandığım an benim için eşsiz bir huzurdur iyi geceler sevgilim)
23 Nisan
Yıllarca 3 kuruşa aç bırakılan bu millet halk en azından kendisi için verilen eşsiz değerdeki Bayramlar 'a sıkıca sarılıp kaybetmemeli ki Kendi Değerini bilsin
Ulusal Egemenlik
🗣️ Ulusal Egemenlik Öncelikle Türk ulusunun ve Türk çocuklarının ulusal egemenlik ve çocuk bayramını büyük bir sevinç, coşku ve gururla kutluyorum. Ulusal egemenliği bize emanet eden başta devrimin büyük dahisi Cumhuriyetin banisi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve kahraman şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Bu vesileyle
Gözlerim Gözlerinde
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum. Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum; En eşsiz dakikalar sürsün senin yanında... Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin, Gündüzüm aydınlığım, ipek böceğim benim! Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim! Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin; Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini, O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Reklam
Gökyüzünü izlerken yarı ölü yarı diri gözlerim akşamın seyrinde Yıldızların parıltısı gibi sevdi seni. Ankara’nın göbeğinde Kızılay kadar geniş sevdi yüreğim Ve Atakule kadar eşsiz, Anıtkabir kadar ölümsüz. Güzelliklerin gölgesinde yürüyor bedenim. Yüreğin dört cebinde de taşıyor söylenemeyecek sözlerin Dizeler halinde dizilişini. Sonuçta Bir tutam kanat çırpışına vuruldu yüreğim hayatın akışında.
Ruhu dinlendirme seansı
Denize anlattım bütün sıkıntılarımı, endişelerimi Hak verdiler bana Bir parça huzur armağan ettiler. O eşsiz kokusunu çektim içime İşte o an usulca dalgaların üstünde benden uzaklaştığını gördüm dertlerimin…
GÖZLERİN GÖZLERİMDE
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum. Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum; En eşsiz dakikalar sürsün senin yaninda... Hiç yumma gözlerini, ışığın eksilmesin, Gündüzüm aydınlığım, ipek böcegim benim! Güz bahçemde açılmış o son çiçegim benim! Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin; Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini, O sakin o yalansız, o kuytu gözlerini.
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
İpek han Bursa Foto bu Ebola
Günübirlik işlerimizin çoğunu oluşturan alışagelmiş ve tekdüze hareketlerimizi sürdürdükçe çok fazla kendimizi irdeleme ve çözümleme gereği duymayız. Yeteri kadar sıklıkla yinelendiğinde şeyler bildik hale gelirler ve bildik şeyler kendi kendilerini açıklarlar; soru ve kuşku doğurmazlar. (...) Aşinalık yalnızca sorgulayıcılığın ve eleştirinin değil, aynı zamanda yenilik arayışının ve değiştirme cesaretinin de en amansız düşmanıdır. Sosyoloji "sakinler" arasında kimsenin bırakın yanıtlamayı, sorulduğunu bile hatırlamadığı sorular sorarak rahat ve sessiz hayat tarzını bozar. Ansızın hayatın günlük akışı masaya yatırılır. Artık o yalnızca olası tarzlardan biri, tek ve eşsiz olmayan "doğal" olmayan bir hayat tarzı olarak görünür. Sosyolojik Düşünmek Zygmunt Bauman
Reklam
Kipling'in öyküsündeki kırkayağı düşünün... Kırk ayağının kırkını da rahatlıkla kullanarak güzel güzel yürürken karşısına çıkan bir dalkavuk, onun eşsiz hafızasına övgüler düzmeye başlar ve hiçbir zaman yirmi birinci ayağından önce on ikinci ya da otuz beşinciden önce yirmi dokuzuncuyu atmadığını söyler. Acımasızca özbilinç kazandırılan zavallı kırkayak artık bir adım bile atamaz olur. Sosyolojik Düşünmek Zygmunt Bauman
İzmir’de muhteşem bir kitap fuarı var sevdiğiniz yazarların kitapları yeni kitap çıkaran yazarların bulunduğu eşsiz bir kitap dünyasında güzel bir gün geçirdim keşke çektiğim kitapların hepsini buraya atabilsem 😀😀😀♥️😍
hayatımız boyunca cevremizden ve deneyimlerimizden sürekli olarak bilgi alıyoruz ve bu bilgiler düşüncelerimizi ve duygularımızı şekilendiriyor doğru. ama bu durum fikirlerimizin tamamen özgün olmadığı anlamına gelmez evet düşüncelerimiz üzerinde dış etkenlerin etkisi büyük olabilir ancak bu etkenlerin birleşimi bizim eşsiz deneyimlerimizi ve bakış açımızı oluşturmaz mı? bu nedenle bir fikrin kendimize ait olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü o fikir, bizim deneyimlerimiz ve bakış açımızın ürünüdür.
genlerimiz ve kültürümüz kim olduğumuzu şekillendiriyor. ama bu bileşenlerin ötesinde kendi düşüncelerimizi ve fikirlerimizi oluşturma yeteneğimiz de var. kendi deneyimlerimiz ve öğrenmelerimiz bizi eşsiz kılar ve bu da kendimize ait gerçek fikirler oluşturmamızı sağlamaz mı?
Sen evrensin. Karakterin de galaksiler. Her biriyle eşsiz ve kusursuzsun. Gözlerinin içinde yıldızlar doğuyor. Hayatın karanlık bir boşluktan ibaret sanıyorsun. Oysa sen sonsuzluğun tanımısın. Sen yaşamak için değil yaşatmak için varolmuş gibisin. Beni büyülüyorsun. Sende kaybolmak, seni keşfetmek astronomiyi keşfetmeye benziyor. Bu astronomi,biz de birbirinden çok uzak ama birbirinin yörüngesinde dönen iki dünyayız sanki. Senden uzak durmak öldürüyor beni. Ama hayat bu. Karşı çıkamıyoruz. Senin yörüngenden dışarı adım atamıyorum. İzin verme sevgilim. Ben hep o yörüngede kalayım...
Resim