Gönüllü Kölelik: Özgürlük Arayışında Derin Bir Yolculuk
Etienne de La Boétie'nin "Gönüllü Kölelik" adlı eseri, insan düşüncesini sarsıcı bir şekilde sorgulayan, özgürlüğün ne anlama geldiğini düşündüren ve zorbalıkla nasıl başa çıkılması gerektiği hakkında çarpıcı fikirler sunan bir başyapıttır.
Bu kitap, ilk bakışta sadece 16. yüzyıl Fransa'sının siyasi koşullarını anlatan bir metin gibi görünebilir, ancak derinlemesine bakıldığında, insan doğasının derinliklerine inen bir felsefi yapı taşları sunar. La Boétie, bizi düşünmeye teşvik ederken, insanların neden zorbalığa boyun eğdiği ve kendi özgürlüklerini neden isteyerek feda ettiği sorularını sorar.
Kitabın en çarpıcı yönlerinden biri, yazarın zamanının çok ötesinde fikirler sunmasıdır. La Boétie, otoritenin gücünü sadece insanların ona itaat etmesiyle sürdürebildiğini ve bu itaatin ortadan kaldırılması durumunda otoritenin zayıflayacağını öngörür. Bu, modern toplumsal hareketler ve demokrasiye olan inanç için derin bir ilham kaynağı olmuştur.
"Gönüllü Kölelik," özgürlük, bireysellik ve zorbalıkla mücadele üzerine düşünmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir okuma malzemesidir. La Boétie'nin cesur ve sarsıcı düşünceleri, bugünün dünyasında hala geçerlidir ve bu kitap, düşünce dünyamızı derinlemesine sorgulamamıza yardımcı olur. Unutulmaması gereken bir gerçek vardır: Özgürlük, gönüllü köleliği reddetmekle başlar.
Sarah Bakewell’in 
Nasıl Yaşanır ya da Bir Soruda Montaigne'in Hayatı adlı eserini okurken keşfettim. Kısa ama çok derinlikli bir eser. 
