Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kitap 16. yüzyılda yazılmış ne tuhaf!
Üç tür tiran vardır. Kötü prenslerden bahsediyorum. Kimi halk oylamasıyla kimi silah zoruyla kimi veraset yoluyla krallığa sahip olur. Krallığı savaş hakkıyla ele geçirenler oraya fethedilmis toprak muamelesi yaparlar. Kral olarak doğanlar genellikle olabilecek en iyi kral olmaz. Tiranligin içine doğup beslendiklerinden, tiranin doğal sütünü emerler, kendisine boyun eğen halklara babadan kalma toprak köleleri gözüyle bakanlar ve hangi mizaca yatkinlarsa, cimri yahut musrif oluşlarına göre, Krallığı babalarının malı gibi kullanırlar. Gücünü halktan alanlara gelince, bunlar daha tahammül edilebilir gorunselerde bana kalırsa, herkesin tepesinde böyle yüksek yerlere geldiklerini görür görmez, neyin nesi olduğunu bilmediğim azamet denilen şeylere şımararak yükseldikleri bu yerden bir daha da inmemeyi kafaya koyarlar. Neredeyse hiç sasmaksizin halktan emanet aldığı gücün çocuklarına geçmesi gerektiğini düşünürler. Dahası, kendisinin ve çocuklarının aklına bu uğursuz fikir düşer düşmez, her türlü ahlaksızlık ve zalimlik bakımından diğer tüm tiranlari geride bıraktıklarını görmek epey tuhaftır.
"Tiran uyruklarını birbirlerine kırdırarak kulluklaştırır ... Yük­selme hırsıyla suçlandırılan bu kişiler... kötüluğe [yani kul-köle durumları­na katlanmaktan hoşnutlar."
Sayfa 73 - Dipnot İmge KitabeviKitabı okudu
Reklam
"İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur."
Sayfa 72 - Rousseau, İmge KitabeviKitabı okudu
Sayısızca insanın mülkleri, aileleri, çocukları hatta kendi hayatları bile kendilerinin değilken yalnızca itaat etmekle kalmayıp yerlerde süründüklerini, yönetilmekten ziyade baskı altında tutulduklarını görmek utanç verici değil midir ?
Erdemi sevmek, güzel olgulara değer vermek, aldığımız iyiliğin nereden geldiğini kavramak ve uğrunda yaptığımız her şeye yaraşır olan sevdiğimiz kişinin onurunu ve üstünlüğünü yükseltmek için kendi rahatımızı bozmak, akla uygundur.
Alçak ve uyuşuk kişiler ne kötülüğe katlanmayı ne de iyiliğe yeniden kavuşmayı bilirler.
Reklam
Tiranların kendileri bile, insanların, başkalarının onlara çektirdikleri acılara katlanmalarını olağanüstü buluyorlardı. Seve seve din kisvesine bürünüp kötü eylemlerine daha fazla otorite sağlamak amacıyla kendilerini ilahi sıfatlarla beziyorlardı.
Sayfa 53 - Opera YayınlarıKitabı okudu
Genelde halk maruz kaldığı kötülüğün suçunu tiranda değil, bu tiranı yönetenlerde görür.
Doğal olarak halk, katlandığı acıdan dolayı tiranı değil, fakat kendini yönetenleri suçlar: halklar, uluslar, köylüsünden çiftçisine dek herkes, birbirleriyle yarışırcasına, bu kişilerin adlarını bilir, onların erdemsizliklerini açığa vururlar; bunların hakkında binlerce aşağılayıcı söz, hakaret ve beddua ederler. Tüm duaları ve tüm dilekleri bu kişilere karşı söylenir. Tüm belalardan, her veba salgınından ve her kıtlıktan dolayı bunları sorumlu tutarlar: arada sırada, bu kişilere bazı yapmacık saygı gösterisinde bulundukları zaman bile içlerinden bunlara sayıp söver ve bunlara karşı vahşi hayvanlara duyduklarından daha da fazla tiksinme duyarlar. İşte insanlara yaptıkları hizmetten dolayı elde ettikleri şöhret ve onur budur; insanlar bunların her birini paramparça etseler bile. yine de ızdıraplarını ne rahatlatabilirler ne de yarı yarıya yatıştırabilirler.
İnsanlar başkalarını baskı altında tutmak uğruna kendilerinin kul-köle olmalarına gönülden razı olurlar. Aynı zamanda herkesin tiranla özdeşleşip küçük tiranlar durumuna dönüşmesi, düze­nin özümsenmesine ve bu düzenin temelini oluşturan iktidar ilişkilerinin sürekli bir biçimde yeniden üretil­mesine yol açar.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.