Anlatılanlar yine yazarın İncir Kuşları kitabında anlattığı gibi Srebrenitsa katliamı. Olaylar aynı, kişiler farklı. Kitap altı yüz sayfalıktı. İncir Kuşları'ndan çok etkilendiğim için hemen bunu da okudum, ama orada bulduğumu burada bulamadım. Burada çok gereksiz ayrıntılar verilmişti ve tecavüz sahneleri daha açık yazılmıştı. Oysaki tıpkı İncir Kuşları'ndaki gibi sezdirilebilir ya da kısa kesilebilirdi. "Biz okumaya bile tahammül edemiyoruz bunları, onlar yaşarken ne çekti kim bilir." diye düşünmeden edemiyor da insan. Bir de İncir Kuşları'nı okuyup da diğer savaş olaylarını bilen biri için burada anlatılanlar pek de yeni bir şey öğreniyormuş hissi vermeyebilir. Yani zaten bildiğiniz bir şeyi okuyorsunuz. O yüzden onu okuduysanız bunu okumanıza gerek yok nacizane tavsiyem. Onun dışında öyle olaylar var ki insan kitabın içine girmek, müdahale edebilmek, her şeyi durdurabilmek istiyor. Kitabı okumayı bırakırsa sanki bu zulüm bitecek, okumaya devam ederse devam edecek gibi oluyor. Bu tür şeylerden çok etkilenen yapınız varsa böyle kitaplar tavsiye etmem ama ben arka planda duygusal bir şey olan olan tarihi kitapları çok seviyorum. Sadece tarih anlatınca pek de etkilemiyor ve iz bırakmıyor. Ama bu kitaplar bunu fazlasıyla başarıyor.