Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
“Sevgi bağımlılık değil, bağlılıktı.”
@tugbasariunal ‘ın @olimposyayinlari ‘ndan çıkan romanı Çarpışma ile geldim bugün. Yazarın ilk okuduğum eseri olan Çarpışma, beni fena çarptı diyebilirim. Soluksuz bir şekilde sonlara doğru elimden bırakamadım ve çok çok şaşkına döndüm sonunda. Kitabı satın alırken polisiye bir roman olabileceğini
Gene çok etkilendigim bir kitapti. İnsanın iliklerine işliyor resmen. Kitabı okuduktan sonra filminde izledim ama filmi beğenmedim kitabı okumadan filmini izleseymisim kitabı okuyamazdim. Ben böyle filmi yapılmış kitapların, kitaplar kadar etkileyici olduğunu düşünmüyorum o yüzden izlemeyin okuyun. Yazarın diğer kitaplarinida aldım.
Bu kitabı tavsiye üzerine aldım kişisel gelişim kitaplarını çok sık olmasa da okumaya çalışırım çünkü azda olsa birşeyler kattığını inanıyorum.En azından başka birinin gözünden dünya,hayat,insan ilişkileri nasıl,nasıl olmalı görmüş oluyorum.Bu kitap ise güzel bir kişisel gelişim bence sebebi ise diğer normal kalıplaşmış kişisel gelişim kitapları gibi direk şöyle yapın veya yapmalısınız gibi direktifler yerine hikayaleştirerek akılda kalmasına katkı sağlamış kitabın içeriğinden olay şeklinden bahsetmek yerine ana hatlarını anlatmak istiyorum.Bir ışık savaşçısı adı ile motifleştirilmiş karakter üstünden aslında bu karakteri okurken biz olarak görmemiz sağlanarak öğütler,tavsiyeler ve kısa dipnotlar veriliyor.Bu dipnotlar ve tavsiyelerden kendi hayatımda yaşadığım ve bu kitapta karşılaşınca etkilendiğim ve altını çizip not aldığım bir çok yeri var.Hayata dair bir çok güzel ayrıntılardan,aslında ışığın savaşçısı adı altında insan figürünün nasıl olması gerektiğini,hayatta, yaşamda nelere dikkat etmesi gerektiğinden çok güzel bir şekilde anlatıyor.Okumanızı ve okurken her bahsedilen öğütten kendi hayatınızdan kendinize örnek aramanızı tavsiye ederim.
Teşekkürler :)
Benim için Cunda okuması olmuş bir Manguel kitabı.
Manguel Bey Fransa’daki otuz beş bin kitabın olduğu kütüphanesini toplamasını anlatırken bizi adeta bilgi sarhoşu yapmadan da bırakmıyor.Manguel’in kitaplar, sözlükler, kelimeler ve yazarlar üzerine sahip olduğu değerli bilgilerin yanı sıra kimi zaman da yaptığı çıkarımlar ile büyüleniyorsunuz. Okurken altını çizdiğim bolca cümle oldu. Her biri gerçekten çok değerli cümleler.
Kendisinden bolca etkilendiği Borges’e dair anılarını ve onun bakış açılarını da aralara serpiştirmeden olmaz diyerek yer yer Borgese de rastlıyoruz.
Okuması keyifli, 124 sayfadan ve 10 tane de ara sözden oluşan değerli bir Manguel kitabı daha.
Alberto Mangueli daha yakından tanımak isteyen herkesin edinmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Manguel ile kalın.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yas tutmaktan korkan ama yasa karşı cesaretli duran bir kadının hikayesi..
Her kitabın bir zamanı vardır. Doğru zamanda karşına çıkan kitaplar psikanaliz etkisi yaratır. Sevgili Arda Erel'in okuduğum beşinci kitabı akıcı üslubu ve dikkat çeken kalemiyle gene bir çırpıda okudum ve özellikle sonlara doğru çok etkilendim bitsin istemedim dediğim kitaplardan oldu. Sadece kitaba yorum olsun diye değil bir kitabı bitirdikten sonra üzerimde bıraktığı etki yitip gitmesin diye notlar almayı çok severim. Bu seferde öneri olsun diye paylaşmak istedim. Öncelikle sevdiğim yazarlarla aynı çağda yaşamak müthiş bir duygu işlediği konular evrensel olsada çoğu zaman aynı şeyleri yaşadığımızı bilmek ve o konuları işlemesi tebessüm ettirdi. Romanda en etkilendiğim şey bir erkeğin kadının gözüyle dünyaya nasıl bu kadar gerçekçi ve ince detaylara dikkat eden biri olmasıydı. Çoğu zaman kendime bile itiraf edemediğim duyguları önüme seriverdi. Bir yas sürecinin üzerinde bıraktığı etkiyi ve bunun bir çırpıda değil de bir süreç olmasının normalliği. Aynı zamanda normalleştirilmesi gereken birr sürüü konuya veya duyguya değinirken üzerimde çok güzel bir tesir bıraktığını söylemek isterim. Ayrıca spoiler gibi olmasın ama kitabın sonunda altmışlı yaşlardaki kadının hayata bakışı ve yorumu inanılmazdı hiç böyle düşünen ve nasihat eden bir anneyle karşılaşmadım. Hangi kültürden etkilendiniz bilmiyorum ama bizim kültürümüzdeki annelerin içinde bir kültür çatışması yaşatacağınız aşikâr:)
Meyra
Anlatılanlar yine yazarın İncir Kuşları kitabında anlattığı gibi Srebrenitsa katliamı. Olaylar aynı, kişiler farklı. Kitap altı yüz sayfalıktı. İncir Kuşları'ndan çok etkilendiğim için hemen bunu da okudum, ama orada bulduğumu burada bulamadım. Burada çok gereksiz ayrıntılar verilmişti ve tecavüz sahneleri daha açık yazılmıştı. Oysaki tıpkı İncir Kuşları'ndaki gibi sezdirilebilir ya da kısa kesilebilirdi. "Biz okumaya bile tahammül edemiyoruz bunları, onlar yaşarken ne çekti kim bilir." diye düşünmeden edemiyor da insan. Bir de İncir Kuşları'nı okuyup da diğer savaş olaylarını bilen biri için burada anlatılanlar pek de yeni bir şey öğreniyormuş hissi vermeyebilir. Yani zaten bildiğiniz bir şeyi okuyorsunuz. O yüzden onu okuduysanız bunu okumanıza gerek yok nacizane tavsiyem. Onun dışında öyle olaylar var ki insan kitabın içine girmek, müdahale edebilmek, her şeyi durdurabilmek istiyor. Kitabı okumayı bırakırsa sanki bu zulüm bitecek, okumaya devam ederse devam edecek gibi oluyor. Bu tür şeylerden çok etkilenen yapınız varsa böyle kitaplar tavsiye etmem ama ben arka planda duygusal bir şey olan olan tarihi kitapları çok seviyorum. Sadece tarih anlatınca pek de etkilemiyor ve iz bırakmıyor. Ama bu kitaplar bunu fazlasıyla başarıyor.
