584 syf.
7/10 puan verdi
Tabiki de çikar çıkmaz aldığım ve heyecanla başladığım kitabımı ne yazık ki aynı heyecanla bitiremedim... Yazar bir kere hakkını yememek lazım dolu dolu yazıyor. Hiç bir kitabı sadece polisiye gerilimden ibaret değil ve her bir kitabı sizi alıp hiç bilmediğiniz diyarlara konulara tarihe felsefeye vb noktalara alıp götürüyor. Yalnız bu kitabında ne yarattığı karakterlerle bütünleşebildim ne de ulaşilan sonuç ve çözümleme beni tatmin etti. Kitap sanki 3 ayrı bölümden oluşuyordu. Bir tarafta ayri bir tempo ve konudan oluşan Paris kısmı diğer tarafta sıradan ve derinliği olmayan bir hindistan kısmı hadi bari bu kadar yazdım bira daha uzatayım dediği daha da anlamsız Roma kısmı. Her neyse tabi benim gibi yüzlerce polisiye kitap okuyan biri için tatmin noktası artik biraz ulaşılmaz oluyor belki de ama yine de eski romanlarinin tadını özlüyor insan. Her seye rağmen tabiki de zevkle okunabilecek bir kitap.
Kızıl Karma
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024398 okunma
"Niye hem kızıp hem de Murathan'a yapış dediğimi sormuştun ya, Leyla..." dedi arkada ciddiyetle patates soyan eşine. Leyla'nın bakışları ona dönerken, tebessümünü bozmadan devam etti: "Bak, işte bu yüzden," dedi kapıdan el ele çıkan ve hala bir şeyler tartışan iki miniğe bakarak. "Çünkü Bir tek Murathan kavga etseler bile Gökçe'nin elini bırakmıyor. Onunla olunca..." Derin bir nefes verdi. Ve cümlesini kısık bir mırıltı şeklinde tamamladı: "Gözüm asla arkada kalmıyor..."
Reklam
Sırp isyancılar dayıları yakalayıp Ağustos 1804'te infaz ettiler. Yeniçeri birlikleri bir yıl daha direnirken, sultan Sırp kuvvetlerinin artan gücünden ve bağımsızlığından giderek daha fazla endişelenmeye başladı. Sultan otoritesinin yeniden sağlanması konusunda ısrar etti. Öte yandan Sırp liderlerin başlıca isteği, kötü idarenin geri gelmeyeceğine dair bir teminattı. 1805 yazına gelindiğinde Sultan III. Selim Sırpların beklenmedik bir zafer kazandığı Niş'e büyük bir ordu göndererek Sırplara asi gibi muamele etmeye karar verdi. Kara Yorgi ve müttefikleri artık zalim yeniçerilerle savaşmıyordu, imparatorluk ordusunu karşılarına almışlardı.
Sayfa 25 - SELENGE YAYINLARIKitabı okuyor
"Hayatında ilk kez, eğer bir sırrı gerçekten gizlemek istiyorsa kendisinden de saklaması gerektiğini fark etti."
Sayfa 267Kitabı okudu
Şeriat ilimlerini de zahiri ilimler diye isimlendirdiler. Açlık kimisini fasit hayalle. re şevketti. Ilahi aşkı iddia ettiler. Sanki güzel suretli bir şahsı hayal edip ona aşık oldular. Bu tür kimseler, küfür ile bid'at arasındadırlar. Sonra bu yoldakiler birbirlerinden ayrılıp ayn ayrı yollar edindiler. Böylece inançları da bozuldu. Kimisi hu- lulü (Allah'ın her şeye girdiğini -Hâşâ!), kimisi de ittihadı(her şeyin tek varlık olduğunu) iddia etti. Şeytan onları bid'at yol- larında öyle saptırdı ki, onlar artık kendilerine yeni sünnetler (adetler) edindiler.
Ekonominin ansiklopedisini yazan adam...
"Teşekkür ederim. Birkaç hafta önce yaprağı geçerli para birimimiz olarak kabul ettiğimizden beri, pek doğaldır ki, hepimiz müthiş zenginleştik." Ford kulaklarına inanamayarak kalabalığa baktı, herkes memnuniyet içinde mırıldanıyor ve koşu eşofmanlarına tıka basa doldurdukları yaprak banknotları ihtirasla avuçluyordu. "Bununla birlikte," diye devam etti idari danışman, "yaprağın elde edilebilirlik seviyesindeki rahatlıktan kaynaklanan minik bir enflasyon sorunuyla da karşılaştık. Yani sanırım, şu anki piyasa değeri üzerinden, yapraklarını döken mevsimlik ağaçlardan oluşmuş üç orman ancak bir gemi dolusu fıstık satın alabilmekte."
Sayfa 337 - İdari Danışman - Evrenin Sonundaki RestoranKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.