Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
İnsan-Hayvanlar
İnsan-Hayvanlar... Ne de yakışmış yan yana. Sonuçta ne farkımız var ki onlardan? Vahşi hayatın yasalarını yanlış anlayıp, evcil hayatımızda uygulamıyor muyuz? Hayvanların yaşamak uğruna " Zayıf olanı ez, güçlüye boyun eğ" yasasını sırf zevk, para, mevki uğruna biz de uygulamıyor muyuz?Onlar ölmemek için güçlüye boyun eğiyorsa, biz varlıklarımızı, olduğumuz yeri kaybetmemek için boyun eğmiyor muyuz? İşte Jack London insan ve hayvanı yan yana getirerek zihnime bunları fısıldıyordu. Kitapta bir kurt olarak gözümü açıp, insan olarak hayatı sorguladım. Yanlışına dayak atarak, doğrusuna ise sadece yemek vererek de bir kurdun itaatini kazandık ama bu durum sadece rahatlığın verdiği,karşılıklı çıkarların olduğu bir hoşnutluktu. Yanlışını anlatarak, doğrusunda onu severek de kurdun itaatini kazandık. Biri ile diğeri arasında kocaman bir fark vardı."Hoşnutluğun yerine sevgi geçmişti".
9 Şubat "Kanalizasyon Timsahı Günü"
Orijinali İtalya'da 10 Nisan 2019'da "Sewer Gator" adıyla 2 ayda bir yayınlanan Martin Mystere serisinin 362. sayısı olarak yayınlanmıştır. Kapak resmi Giancarlo Alessandrini tarafından çizilmiş.
New York'un bir başka gizeminin konu edildiği güzel bir hikaye. Konusunu New York şehri altında yer alan kanalizasyonlardan ve dehlizlerden alıyor. Şehrin altında yer alan yüzlerce kilometrelik bu kanalizasyon ağında neler gizlendiği konusunda pek çok şehir efsanesi ortaya çıkmış.
Zaman içinde timsah yavrularını evcil hayvan olarak tutma hevesinin New York City'de moda olduğu bir dönem yaşanmış. Küçükken sevimli(?) gibi olsa da, biraz büyüdüklerinde çok tehlikeli hale gelen bu hayvanlardan kurtulmak isteyen dikkatsiz sahipleri, bir şehir söylentisine göre, timsahlarını klozetlere diri diri atarak ortadan kaldırmışlar. Ancak iddialara göre bazı hayvanlar hayatta kalarak şehir kanalizasyonlarında koloniler oluşturmuşlar.
Bu söylentileri ciddiye alan New Yorklular da her yıl 9 Şubat "Kanalizasyon Timsahı Günü" olarak kutluyor.
New York evsizleri, sokakta yaşamak zorunda kalan fakir insanlar, onlara yardım etmek için faaliyet gösteren yardım kuruluşları hakkında da pek çok bilginin verildiği macera bana özlediğim Martin Mystere gizemi tadını vermeyi başardı.
Rizzoli & Isles seri'nin 8. Kitabı çok da beğendim. Bir tıp konferansı için Wyoming’e giden adli tabip Maura Isles, hafta sonunu arkadaşlarıyla birlikte bir kayak merkezinde geçirmeye karar verir. Ancak korkunç kar yağışı altında araçları devrilir ve ıssız dağ yolunda mahsur kalırlar. Yürüyerek ulaştıkları on hanelik köy ilk bakışta tamamen terk edilmiş gibi görünse de, sofralarda dokunulmadan bırakılmış yemekler, garajlardaki arabalar, ölüme terk edilmiş evcil hayvanlar burada bambaşka, esrarengiz olayların yaşandığını düşündürmektedir.Maura’dan haber alamayan ve onun peşinden bu köye gelen dedektif Jane Rizzoli, arkadaşının izine rastlayamasa da karların altında tüyler ürpertici bir başka gerçeği keşfeder.
Yazarın okuduğum ikinci kitabı. Bundan önce Vahşetin Çağrısını okumuştum. Bunu da okurken sanki Vahşetin Çağrısını tersten okuyorum gibi hissettim. Çünkü Vahşetin Çağrısında evcil olan bir köpeğin nasıl vahşileştiği anlatılıyordu bunda ise vahşi bir hayvanın nasıl evcilleştiği anlatılıyor. Ve her iki kitabında ortak tek noktası var bence asıl vahşi olan insandır. Ve aslında asıl uysal olan, gerçekten kanunlara uyan varlıklar ise bizim vahşi diye nitelendirdiğimiz hayvanlar. Bir kez daha anladım ki insan kadar bir vahşi yok dünyada ve yine anladım ki bu dünyada insan kadar sevgi dolu bir varlık da yok.
İster insan olsun ister hayvan, sevgi gösterdiğiniz her canlı size sevgiyle yaklaşır. Doğasında sevginin ne olduğunu bilmese de.
İyi okumalar dilerim.
152 syf.
7/10 puan verdi
İngiliz yazar George Orwell'in 1945'te yayımlanan 1940 reel sosyalizmi (stalinizm) ve Stalin'i eleştirdiği eseridir. Önemli olaylar kara mizah yoluyla ve mecazi bir dille anlatılır.
Bay Jones'un "Beylik çiftliğinde" yaşayan hayvanlar domuzların önderliğinde devrim niteliğinde bir başkaldırı düzenlerler. Amaçları; kendi ürettiklerinden
316 syf.
10/10 puan verdi
“Sağırlar dünyasının vurdumduymaz ülkesindeki insanların sağır kulaklarına ithafen!”
Her şeyin sözle var olup, sözle yok olduğu bir dünyada birazdan yazacaklarım umarım kalıcı olur ve farkındalık zinciri oluşturabilmek adına müsebbib olabilirim benliğimizin -ya da bencilliğimizin mi demeliyim- ardında tozlar içinde kalmış bu puslu ve kirli
Aklım yettiğinden buyana gökte uçan, karada koşan aklınıza gelen tüm hayvanlara hayranım. Evcil hayvanlardan da şöyle aşağı yokurı hepsi ile içili dışlı oldum. Besledim, büyüttüm(zaten çoban kızıyım). Ve bu süreçte karşılık almadığım halde bir insandan çok hep hayvanlar ile konuştum. Bundan öyle zevk aldım ki...
Hu Diyen Karga eserini görür görmez hemen edinip okumalıyım dedim. İlk fırsatta da bunu gerçekleştirdim. Bunca yıl hayal ettiğim hayvanlar dile gelse ne derdi, o da beni seviyor mu, bana ne demek isterdi diye düşündüğüm hayvanlardan biri (hemde en çok hayran olduğum - kullanıcı adımdan da belli olduğu gibi - ) bir karga ile konuştum. Misli Baydoğana teşekkür ediyorum bizi bir karga ile tanıştırdığı için. :D
Kitabın başında dediğim gibi sizi bir karga karşılıyor. Ve bu karga konuşa bildiği yetmiyormuş gibi tarih meraklılarının daha da iyi anlayabileceği gibi bunca zaman bizim de tanık olmak istediğimiz bir çok tarihi olaya tanık oluyor.
Şimdi bir Karganın azından Türklerin en ateşli dönemlerinden Selçüklü dönemini dinlemeyenle hazır olun.
KİTAP ŞUURU İNSANLIK ŞUURUDUR
Bir kurt'un gözünden insan nasıl görünür?
Hayvanlar bize nasıl bakıyor?
Bizim hareketlerimiz onlarda nasıl ilgi uyandırıyor?
Bütün soruların cevabı
Vahşi doğa ve rahat yaşam arasında gidip gelen bir kurt. Kitap ilk başlarda Beyaz Diş'in annesinin hikayesini okuyoruz. Beyaz diş, köpek ırkı ile karışmış bir kurt köpeği. Görünüş, fiziki özellikleri ve davranış biçimi ile tam bir kurt köpeği olması ile birlikte içsel dünyasında evcil bir köpek barındırıyor. Hemen hemen her gün gördüğümüz insanın en yakın dostu olan, otur dediğinde oturan, git dediğinde giden, oyun sever, şaklaban bir köpek değil. Ağır başlı ve gururundan ödün vermeyen, sadakatli ancak bunu göstermeyi sahibine olan davranışları ile değil, bir bütün içerisindeki belirgin şekilde ortaya koyduğu tutumları ile ifade etmeyi bilen, isteyen, ortamın delikanlı ağır abisi kendisi. Benim için beyaz dişi bu şekilde tanımlamak yeterli.
Her kitabı okuduğumda kendimi ana karakterin gözleri ile bakarken bulurdum, onun yaptıklarını, söylediklerini yapar mıyım diye düşünüp yorumlamalar yapardım. Ancak bu kitapta bunu yapamadım. Tüm karakterlerin şekline bürünüp (beyaz diş dahil) onların gözü ile bakmayı isterdim ancak sadece kitapta olmayan bir karakter gibi olup bitenleri izleyen bir okur olabildim. Ayrı bir tecrübe oldu benim için o ayrı. Ve unutmayın iyilik bir seçenektir.
