Merhaba kıymetli okurlar,
Öncelikle kitabi daha önce bir kere daha okumuştum. Ama tekrardan okuma isteği geldi ve böylece küçük prensle ikinci defa tanışmış oldum.
Kitabın sonunda ne diyordu: "Koyun çiçeği yedi mi, yemedi mi? Her şey nasıl da değişiyor göreceksiniz." Doğru ya, koyun çiçeği yese ne yemese ne? Altı üstü bir çiçek halbuki! Ancak Küçük Prensimizin ne kadar hassas olduğunu hatırlarsak onun için, o çiçek basit bir çiçek değil. Çünkü o narin yürekli çiçek Küçük Prensimizi evcilleştirdi ve kendisiyle bir bağ kurmasını sağladı. Bağ kurduğumuz hiçbir şeyimizi kaybetmek istemeyiz çünkü üzülürüz. Eğer koyun çiçeği yemişse uçağını tamir eden kahramanımız da Küçuk Prensle bağ kurduğu için üzülür elbette. Bana kalırsa koyun çiçeği yemedi ama çiçek, Küçük Prensin seyehatleri sırasında ne kelebek olacak tırtıllarla ne de güneşle bir bağ kuramadı ve su vereni de olamadığından boynu bükük soldu, öylece kurudu kaldı. Koyunun da tasmaya ihtiyacı kalmadı. Hoş... Küçük Prens tasmanın ne olduğunu bilmiyor belki de ama sırada koyunu evcilleştirmek var.
Sonunu karamsar mı düşündüm bilmiyorum ama bu hikayenin oluşması için Küçük Prensin çiçeğini bırakması gerekirdi.