Amin Maalouf sevdiğim yazarlardan, yazdığı denemeyide romanları kadar sevdim. Kimliğimiz üzerine, ben kimim, hayallerim neler, değerlerim, etnik kökenim, dünya insanlarının nereye gittiği vs.. gibi bizi birçok konuda düşünmeye sevk ediyor. Bu konulara dört ana başlık altında değinmiş.
Kimliğim , aidetlerim; Maalouf kendi kimliğinden yola çıkarak kimlik kavramını sorgulatıyor bizlere, nasıl kazanıldığından, yaşanılan çatışmalarda söz ediyor.
Modernlik öteki'nden gelince; İslamiyet özgürlükle, demokrasiyle, insan ve kadın haklarıyla, modernlikle bağdaşabilir mi? Vs.. gibi sorulara aydınlatıcı açıklamalar getiriyor. Öteki kültürlerle yan yana birlikte yaşama ve verimli etkileşim konusunda dinsel aidiyetlerimizi sorguluyor.
Gezegensel kabileler zamanı; Dünya insanlarının gelişen değişen teknoloji çağında zamanla aynı ekonomiye, aynı dillere, aynı politik ve sosyal sistemlere doğru gittiğinin, bunun içinde evrenselliğin yayılması gerektiğini, yoksa bir kamuflajdan başka birşey olmadığının vurgusunu yapıyor.
Panteri evcilleştirmek; modernliği başkalarından ödünç almak yerine kendi içine sindirip özümsemekten, demokrasi ve laiklikten söz ediyor.
Severek ve her sayfasını merakla okuduğum bir eser oldu. Her satırın altını çizmek istedim ve şu sözlede bitirmek istiyorum.
" Hiç kimse fanatizmin tekeline sahip değil ve tam tersine hiç kimse de insanlığın tekeline sahip olamaz."