Bir modernlik savunusu
Antony Giddens (2010), dilimize de çevrilen “Mahremiyetin Dönüşümü: Modern Toplumlarda Cinsellik, Aşk ve Erotizm” adlı çalışmasında, Batı toplumunda yaşanmakta olan ilişkileri analiz eder ve çok enteresan sonuçlara ulaşır. Giddens, Batı toplumundaki aşk olgusunu “romantik” ve “birlikte” aşk olmak üzere ikiye ayırarak
Evdeki vaktinin büyük bölümünü televizyon ve internet başında geçiren anne ve babanın, çocuğundan farklı bir davranış beklemeleri netice vermeyecektir.
Bugün mahremiyet adası ve tahayyül mekanı olmaktan çıkararak sığınaklara dönüştürdüğümüz modern ev, artık adeta evdeki tüm bireylerin ihtiyaçlarını karşılayacak eğlence merkezleri gibi tasarlanıyor. Bireycilik, ev içindeki yaşama da olanca hızıyla etki etmiş ve evin her odası ayrı bir interaktif yaşam alanı gibi tasarlanmıştır. Birbirimizden ayrı, yan yana yaşayabildiğimiz bir eğlence merkezi olarak ev. Bir tefekkür, dayanışma, manevi bir çekim merkezi olmak yerine bir oyalanma adacığı. İşte bu evin anlamdan boşalmasıdır. Çocuğun kendisini daha geniş bir bütünün parçası, karı kocanın birbirlerini daha yüksek bir mefkurenin taşıyıcısı olarak algılamadığı bir ev, anlamdan boşalmıştır.
Efendimiz Bedir’e gitmeye hazırlanırken âlime kadın Ümmü Varaka gelir ve şöyle bir ricada bulunur: “Yâ Rasûlallah! Lev ezinte lî feğazevtu me’aküm...
Müsaade buyursanız da Bedir’de sizinle cihad edip hastalarınızı, yaralılarınızı tedavi etsem; belki Allah Teâlâ beni şehadetle şereflendirir.” Evde Şehadet Ümmü Varaka Allah yolunda meydanlarda
Kitabı 'Beni ödülle cezalandırma' dan sonra okumuş olmam, çok güzel bir tevafuk oldu.
Psikolojide her kafadan ayrı bir ses çıktığını, kitaplara göre çocuk yetiştirilmeyeceğini, en sonunda kalbinin sesini dinlemen gerektiğini tekrar gördüm :))
Velhasıl kitap
144 sayfalık içi dopdolu bir kitapçık.
BİRKAÇ SATIR;
- çocuğu olmayan ailelere evlat