Ben ruhunu tanıyan, her hiissini önemseyen, onları duyan ve seven biri olarak yolumda yürüyeceğim , bu benim kendime sözüm. Güçlü olabilirim ama bazen güçlü durmak zorunda değilim. Korkularımı, acılarımı, kaygılarımı hatırlamaya yani insan olduğumu hatırlamaya da ihtiyacım var. Böyle gecici zamanlarda diger insanlardan karamsar, takıntılı, deli gibi yapistirilan etiketler de olacak ve oluyo. Bunlarla 'hayır öyle değil' demek ,savaşmak yerine kendi ruhuma kulak vermeyi tercih ediyorum. Evet deliyim diyip gülümsüyorum. Çünkü ben farkındayım; ruhum neyi neden nasil yaşadığımı bana gösteren en büyük yolum. Umutluyum ama bazen korktuğum da oluyor. Neşeliyim ama bazen dibe düştüğüm de oluyor. Ve Kimseden içimde beni yücelten duygumu gizlemedigim gibi , beni bazen esir alan acımasız duygarimi da gizlememeyi tercih ediyorum. Çünkü Hepsi benim , hepsi bana ait. Diğerlerini bilmem ama ben rol yapmadan , sade ve şeffaf bi halde, ruhumu ve hissettiği her duyguyu kabul ederek sağlam bi karakterle yoluma devam edeceğim..
128 syf.
8/10 puan verdi
Öncelikle bir soru ile başlamak istiyorum:Yalnızlığınızı satmak ister miydiniz? Bu aralar resmen şiir doldum.Şiir okumak dinlemek o kadar çok mutlu ediyor ki beni...Kendime zaman ayırınca sevdiğim işleri yapınca hayallerimi düşününce...Ümidim bu yüzden tükenmiyor.Evet ümitsiz insan olmamalı bence ama bazen hayat şartları sizleri kötü yola sürüklese de bir köşenizde umudunuz olsun diyip yürekten düşen damlaları sizlere bahsetmek istiyorum.Kitap dolu dolu her duygu yansıtılmış.Daha çok eleştiri ve sitem dolu.Ama şiir severlerin seveceğine inanıyorum şimdiden okuyacak olanlara keyifli okumalar dilerim.
Yürekten Düşen Damlalar
Yürekten Düşen DamlalarAydan Yıldız Güneş · Arsine Yayıncılık · 20195 okunma
Reklam
Bazen, daha kötü bir durumda olamam, diye düşünüyorum. Ama sonra, en azından bir odan var diyorum. Sokaklarda değilsin. Sokaklarda olmayı umursamazdım bir zamanlar. Şimdi tahammül edemiyorum sokaklara. Çok az şeye tahammül edebiliyorum artık. Vücuduma iğneler batırıldı, neşterlendim, ve evet, bombalandım bile... yeter artık diyorum genellikle; daha fazlasına katlanamam.
mı?
- Ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Yapamayacağını söylüyorsun kendine, fakat bence yanılıyorsun. Şüphe taşıyor gövdenden, seçemiyorsun. İki arada, yenilgiden korkuyorsun. Vakit çok, yaşam bol. İnanamıyorsun. İşit sözümü. Yanılıyorsun. Evet yanılıyorsun. Kulak ver öyküme, ailene, seni uyaran alametlere, yaklaşan düşüşüne. Neden uyuyorsun? Adam gibi davranamaz mısın yaşamında bir kerecik olsun? Ağla kendine. Tiksindiriyorsun beni. Ne yaptın da sindi bu silik sen üstüne? Ne düşündüğünü tahmin edebiliyorum. Yapamayacağını söylüyorsun kendine ve belki de haklısın. Şüphe taşıyor gövdenden, seçemiyorsun. İki arada, yenilgiden korkuyorsun. Vakit çok, yaşam bol. İnanamıyorsun. İşit sözümü. Yanılıyorsun. Evet yanılıyorsun. Atıl, hareketsiz, yararsız. Yaşamadan yaşıyorsun. Bazen kendime soruyorum, yoksa satılık mı ruhun? - İsterdim fiilimin failliği gelsin elimden. İsterdim kuvvet taşsın gövdemden ama zorlaşıyor gittikçe. Ödleğin tekiyim ben, peyderpey aklını yitiren. youtu.be/6-sCC5GN7eA?si=... darklyrics.com/lyrics/theoldde...
Hayat bazen bir uyku sersemliği ile karşılar bizi. Üstümüze bir ağırlık basar, olmayacak yerde uyuyakalırız. Tutulup kalır her yanımız. Hep özlemini çektiğimiz bir ses gelip uyandırır sonra, "Kalk, yerine yat" der ve insan bu sesin sıcaklığına tutunur. Ve evet, herkes günün birinde yerini bulur..
Tek bir cümleye çok şey sığdırmak
Filozof ne demiş, bir cümle dünyanın ölçeğidir. Evet, ta kendisi. Bazen kendi kendime düşünürüm, acaba yaşam boyu bunca laf etmemizin nedeni, o cümlenin ötekiler arasından çıkması için midir diye. Hani çaresizliğin etkisiyle söyleyeceğin, yalansız olan. En azından kendine karşı.
Reklam
Joker
Joker birkeresinde, şöyle demişti: İnsanlar size seçenekmişsiniz gibi davranıyorsa, onları bir seçenekmiş gibi bırakın. "Evet, ben iyi bir insanım ama, çizgiyi çok fazla aştın." Hayat böyledir. Çok değiştiğimi söylediler. Bende "Beni değiştiren çok şey var" dedim. Güven kırıldığında, özür dilemenin hiçbir anlamı yoktur. Beni yargılamadan önce, mükemmel olduğunuzdan emin olun. Kime güvendiğinize dikkat edin. Tuz bile şekere benzer. Bazen sizi kandırdığını sanan aptalı kandırmak için aptal rolü oynamanız gerekir. Mutlu olduğum için değil, güçlü olduğum için tekrar gülümsedim.
Her insan hata yapar.Hatanın tekrarlanması da olası bir durum tabi ki Peki ya hata sonrasında ki her özür nasıl değerlendiriliyor? Özür dilemek erdemliktir evet. Eskisi kadar olmasa da özür dilemenin hala bir önemi var eskisi kadar dememin sebebi. Eskiden gerçekten affedilmek için özür dilenirken şimdilerde o anki konunun sadece kapatılması için özür dileniyor. Ve maalesef ki özür dilenilen konu tekrarlanıyor. Hata pişmanlık gerektirir. Pişman olduğunu fark edeni kendini affettirmeye yönlendirir. Her zaman herkesi her konuda anında affetmemek gerekir. Yapılan bir hatayı hemen affetmek kişinin zihnine her konuda yapacağı hatanın affedileceği düşüncesini yerleştirir. Ve unutmayalım ki gerçekten pişman olan gerçekten pişmandır.Ve amacı sadece kırmış olduğu kalbi,güveni zorda olsa bazen geri kazanmak ve kazandırmak tekrardan o kişiye.Gerçekten pişman olan karşısındaki kişiyi tanıyor ise ne yapıp ne yapmaması gerektiğini çok iyi bilir. Ama umrunda değilse o kişi anlık olarak sadece affedilmeyi ister.
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Evet susup kalıyorum bazen. Ama gün gelecek ışıl ışıl bir gürültü koparacağım.
Reklam
"Evet, onu çok ama çok özlüyorum. Bir ay oldu. Ve biliyor musun, bazen bugün dünden daha iyiyim, özlemiyorum falan diyorum ama özlemek, özlediğinin farkında olmadığın bir anda da kapılabileceğin bir duygu. Geçti zannettiğinde, özlemiyorum diye düşündüğünde de hissedebileceğim bir duygu. Özlemek aniden saldırıyor ve yapabileceğin hiçbir şey yok, özlemekten başka."
Sayfa 30
167 syf.
10/10 puan verdi
Osmanlı sarayından Beyrut'a uzanan hüzünlü bir hikaye... İsyan Osmanli padişahınin 2.kusak torunudur. Adana da başlayan hikayesi, uzun yıllar ve yollar neticesinde Parise uzanır. İsyan ile beraber insan olmanın, çabanın, beklentinin ne olduğunu öğreniyoruz. Tadı damağımda kalan bir kitap oldu. Anlamlandiramadigim çevresindeki insanların İsyan
Doğunun Limanları
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832,2bin okunma
Bir eksiklik var içimde.. Tanımlayamadığım… Hani bazen deriz ya içimde bir boşluk var diye.. Evet tam öyle
tarih, bir yönüyle değişmeyi gösteren fakat değişmeye fazla da müdahale edilemeyeceğini ihsas eden bir disiplindir. başka bir deyişle değişimi gösterir ama buna fazla müdahele edilemeyeceğinin altını çizer. mesela, geçen günlerde bir arkadaşımız, "tarih tekerrürden ibaret midir?" diye sordu. bir kısım düşünür ve bilim adamımız için tarih hiç de tekerrürden ibaret değildir. çok kesin bir kural koymuşlar, halbuki bu o kadar kolay değil. evet, tarih belki tekerrürden ibaret değil, çünkü "aynı nehrin suyunda iki kere yıkanmıyoruz" demiş iyonyalı filozof. böyle bir cümle sarfetmiş ama netice itibariyle ırmaktan sular hep belirli mecrada akıyor ve bazen bunun büyük ölçüde değişmesi çok zaman alıyor. bu sebeple insan cemiyetlerin hareketlerinde, o kadar çok olmasa da, hem arı hem karıncaların hareketlerine benzer bir monotonluk hem de bir tekrar var. bazı şeyler tekerrür ediyor, her yerde aynı eğilimler var, bunun çok önüne geçemeyiz; maalesef modernleşmeye de aslında fazla anlamı olmayan bir kurum olarak bakmak gerekir. çünkü modernleşme, insan cemiyetinin değişmesini belirli kalıplarla izah etmeye çalışan fakat bunun ötesinde inşa etmeye de kalkan görüşü ifade bir sözcük oluyor. bunun için bunu dikkatli kullanmamız lazım. görülüyor ki maalesef toplumlar hiçbir şekilde social engineering(sosyal mühendislik) için müsait değil. çünkü az tekerrür payı dışında toplumun esas özelliği olan değişme, sosyal mühendisliği kabul etmez. akan su tersine de akmaz, dahası akacağı yeri inkilapçılara da tespit ettirmez
Sayfa 30 - 31-timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
"Biliyor musun, pek çok insanın sonunun geldiğini gördüm ve etraflarındaki herkes onlara savaşmaları için yalvarıp durdu. Savaşmaya devam etmek gerçek bir güç gerektirir ve evet, genellikle doğru cevap budur. Ne olursa olsun savaşmaya, tutunmaya devam etmek. Ancak bazen bıraka bilmenin de güç gerektirdigini unuttuğumuzu düşünüyorum.”
Sayfa 165Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.