“apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?" "hangisini?" "otomatik yanan, sensörlü lamba." "hayır." "komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece." önüme baktım. "neden kırdın?" cevap yok. "hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…" "kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?" "lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim. lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. sen değerlisin benim için." "beni görünce yanmıyordu baba." "nasıl ya?" "görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni." "e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor." "hadi ya! sahiden mi?" "evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası yok." babama sarıldım, yıllar sonra. emrah serbes - erken kaybedenler
Hata mı? Evet, elbette. Bazı hatalar yaptım. Ancak ilkelerime uydum. Hayır, kurallara değil. Bazen kuralların ardına sığınmak gibi bir alışkanlık edindim. İnsanlar sever bunu. Bazı kuralları olan ve bunlara uyan bir kişi ciddiye alınır ve sayılır.
Reklam
Evet, bazen üzüyordu beni hayat, hatta takatim kalmayacak kadar yoruyordu. Fakat her düştüğümde kalkmayı, yoruldukça güçlenmeyi, üzüldükçe sevinmeyi ve ağladıkça gülümsemeyi öğreniyorum.
Sayfa 265Kitabı okudu
“Anlattıkça kendisi de heyecana kapılıyor ve bir yandan da düşünüyordu: İnsanın mutlu olması ve bu mutluluğu başkalarına da vermesi bazen ne kadar kolay oluyor! diyordu. Hep böyle, evet tam o anda olduğu gibi yaşamalıydı insan. Ama gerçek hayat bu değildi. Mutluluğun yanısıra, peşini hiç bırakmayan, insanın ruhunu, bütün hayatını allak bullak eden felâketler, mutsuzluklar da vardı. İşte şimdi de, torunu ile kendisinin en mutlu oldukları şu anda bile, sevincinin tadını çıkarmasına engel olan bir kaygı da kemiriyordu içini.”
Sayfa 97
"Yıldızların birer dünya olduğunu söylemiştin, öyle değil mi Tess?" "Evet" "Bizim dünyamız gibi mi yani?" "Bilmiyorum ama sanırım öyle. Bazen de bahçemizdeki Stubbard ağacının verdiği elmalara benzer. Pek çoğu görkemli ve sağlamdı. Bazısı da çürümüştür." "Bizim üzerinde yaşadığımız dünya hangisi o zaman? Görkemli olan mi,çürümüş olan mi?" "Çürümüş olan." "Onca görkemli olan varken onlardan birini seçmemiş olmamız ne büyük bir şanssızlık!"
Sayfa 43 - Koridor Yayınları - Bez Cilt 2. Basım:Ağustos 2021, İstanbulKitabı okudu
Belki de boş vermek gerekir bazen; Bazen unutmak! Hatırlamamak! Bazen "yokmuş" gibi davranmak. Belki umursamamak! Bazen gitmek gerekir ve ardına bakmamak. Uzaklaşmak! Unutmak! Evet, kaçmazsa kaçmak! Bazen "sil baştan"lar gerekir. Belki de mutluluk bazenlerin ardına gizlenmiştir. ●Görelim mevla neyler neylerse güzel eyler.
Sayfa 215 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.