İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler
Şah / Mat mı?
Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam.
Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Gözlerinizi kapatın ve en mutlu anınızı hayal edin. Belki sevdiğiniz biriyle bir an, belki büyük bir başarı, belki de doğayla baş başa huzurlu bir an. Şimdi, o anın verdiği hissi düşünün. İçinizde yükselen sıcaklık, yüzünüzde beliren gülümseme, içinizi saran coşku... İşte bu hisler, beynimizin derinliklerinde gizlenen limbik sistemin
Mecburiyetten aklıma gelipte aramam gereketiğini düşündüğüm bir yanım var ama...onlar beni ne arıyor ne de soruyor.
Onlar en ufak bir durumda bile kinlenip beni silen insanlar.
Ben onları hiç kaybetmedim ki sileyim,
Onlar hiç var olmadılar ki...
Ah bide bunu bilseler. Kimbilir öfkeden deliye dönerlerdi...
Beni rahat bırakın istiyorum.
Beni zorlamayın zorunda olduklarınıza...
Ben yalnız olmaktan öyle memnunum ki bu lezzeti anlatamam.
Beni insanların içine sürüklüyorsunuz ama yapmayın.
Çok bencilim evet. Varsın böyle düşünün. Ama yeter ki bana dokunmayın. Ben bile bilmiyorum neden böyleyim. Bir de size açıklayamam ki. Çünkü içimdeki bu buhranın sebebi nerden geliyor bunu ben dahi kestirememişken sizlere ne hikaye anlatmamı diliyorsunuz. Hedefime odaklanmaktan başka hiçbir şey yapmak istemiyorum. Kalbim ne kadar siyah olmuş artık ne fark eder. Duygularımın bir önemi yok bu yeryüzünde. Burada sadece paranın hükmü ile yandınız. Cehennemde de günahlarınız ile...
Beni bırakın!
Sizinle ilgilenmek istemiyorum ki ben.
Bir kesimin TAKIM TUTAR gibi fanatizim düzeyinde PARTİ TUTMASI , bu gün olduğu üzere yaşanamaz bir ülke yaratmakla birlikte , Yarınları dahi yok etmeye sebep oldu.
Evet artık çoğu insanın gelecekten UMUT’u kalmadı !
Katillerin en büyüğü UMUTLARI ÖLDÜRENLERDİR .
Düşünün kafanız ağrımaz !!!
Bazı şeylere ihtiyacımız olmadığı kesin. Güzelliğe de ihtiyacımız yok. En güze insanlar topluluğu bir araya gelseler genelde yetenksiz ve akılsız insanlar olurlar. Zeki insanların güzelliğe daha az sahip olduğunu söylemek doğrudur bence. Çünkü zeka da ihtiyaç duyulduğu seviyede sonuçlar üretir. İnsanların yanlış anladığı en temel şeylerden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Zor zamanlar büyük insanlar çıkarmaz. Zor zamanlarda bulunan sonuçlar büyük gözükür. O insanlar sonuçlar üzerinden okunduğunda evet büyük gözüküyorlar. Ancak o sonuçları bizim bulmaya ihtiyacımız yok. Bu bizim o sonuçları bulamayacağımız anlamına gelmiyor. Hayatını matematik sorularına adıyan bir adam düşünün ondan daha iyi sorun çözen birine rastlamak zor olacaktır. Ancak bu adamın zihninin ürettiği bir sonuçtur. Zekanın sonuçlardan bağımsız olması gerekir. Güzellik de bunun gibidir. Güzelliğe en çok ihtiyaç duyanlar ondan başka bir sıfatla var olamayacak olanlardır.
Zeynep
@selenophilezey
·
28 Mart 12:57
Neye yarardı ki güzellik? Güzel olmaya ihtiyacı var mı insanın!
Siz hiç yolda kaybolan bir masa örtüsüne denk geldiniz mi?
Peki yolda kaybolan masa örtüsüne nasıl yardım etmelisiniz?
İzin verin bahsedeyim.
Öncelikle selam verirsiniz, kimlere kimlere verdiniz şu selamı masa örtüsüne vermekten çekinmeyin.
Ardından nereden geldiğini, neyere gideceğini öğrenmelisiniz.
Masa örtüleri nereye gideceklerini
SORU: Allah-u Teâlâ bazı kullarını seçiyor. Seçtiği kulları peygamber olarak bize gönderdi, elçi olarak gönderdi. Seçtiği kişileri veli olarak, yolgösterici olarak bize gönderdi.
Örneğin; Abdülhamid Han'ı seçti ve padişah oldu. Onun gibi, Erbakan hocamızı da seçti ve ona birçok ilimler verdi. Fatih Sultan Mehmet Han'ı da seçerek
Günümüzde her köşe başında karşımıza çıkan, adeta moda haline gelen bir akıl hastalığıyla tanışın:
Narsistlik!
Tıp dünyasında "Ben Dünyanın Merkeziyim Sendromu" olarak da bilinen bu garip durum, kişinin kendini birinci sınıf dağ gibi görmesi ve sürekli olarak "Ben