Gerçekler, sevgilim
Bu sabah erken kalktım. Yüzüme üç kez gerçekler çarptım. Kanadı yüzüm, gözüme gerçek kaçtı. Gözümün sulandığını görenler ağladığımı sandı, oysa gerçek gözümü yakmıştı. Bu yüze gerçek çarpma ve göze gerçek kaçırma beni zinde yaptı. Dışarı çıktım, yolum uzundu. Nicedir yürümeyişlerimle biriken adımlarımı da yanıma aldım. Yorgunluğumu, kendini
Seni sevmeme izin verdiğin için teşekkür ederim...
Merhaba sevgilim :). Bugün çok özel bir gün ve dahası yarın çok çok daha özel bir gün. Nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Seninle bize ait günlerin konuşmasını çok çok erken yapmıştık aslında. Sen takvimine not almıştın, bense birkaç kez unutup 17 Mart tarihinde sonsuza kadar aklıma kazımıştım. Senden saklı bir şeyim olmadığı için bunları anlatmamda
Reklam
Ulus Baker'le ilgili şimdilik son yazıdır. Keyifli okumalar... KES KULAKLARI, GEÇİR SİCİME… Ulus Baker’in babası Sedat Baker ruh bilimci bir doktordur. Kıbrıs savaşı zamanında çalıştığı hastaneye yaralı askerler tedavi edilmesi için getirilir. O sırada Ulus ise babasının yanında oturup, çocuk haliyle getirilen yaralıları ve tedavi sürecini
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Hoş geldin yeni yaşım, güzelliklerinle gel :)
Cemal Süreya' nın da dediği gibi: " Sadece yorgunum. Ne küs ne yalnız ne aşığım." Fiziksel bir yorgunluk değil bu kalbim yorgun, ruhum yorgun. İyi niyetimin defalarca kez suistimal edilmesinden, insanların beni işi düştüklerinde bilmelerinden yoruldum. Sürekli dinlemekten, sürekli kendi yüküm bana ağır gelirken başkalarının yükünü
Reklam
arada yaşanması gereken ne kaldı ki, cümleler senli olsun? hiçbir şey için çok geç değil derken bile geç kalmışlığın izlerini taşıyorsun tiz sesinde ölmeyi dileyeceksin ama kalabalık olduğu için içinden söylemek zorunda kalacaksın. şimdi diyorum; iki sokak aşağı koşsan ciğerlerin iflasın dibinden sövüp duracak sana. eğer bir şey kaldıysa sevgilim
"Henüz İnmemiş Ayetler"
Ramazan Kur'an ayı... Her ne kadar "cliché" bir cümle olsa da işaret ettiği mana bakımından oldukça hakikatli. Bugün bir kez daha anlamanın hem gururunu hem burukluğunu yaşadım. Tefsir okumalarını çok seviyorum. Boş (Faydasız mi demeliydim yoksa. Son süreçte çok fazla hikaye kitabı okudum çünkü) okumalardan aldığım hazzın önüne
Bilal-i Habeşi
İslam davetinin ilk günleriydi. Mekkeli müşrikler, günden güne büyüyen hak dinin önünü almak üzere Dârünnedve’de toplantı üzerine toplantı yapıyorlardı. Yine bir gün Kureyş’in ileri gelenleri burada toplanıp iman edenlere karşı ne gibi tedbirler alacaklarını konuşuyorlardı. Toplantı esnasında, birisi Ümeyye b. Halef isimli azılı bir müşriğin
Karalama2
...?...?/1989... Kendini haddinden fazla duyumsadığı için acıya ve korkuyuda haddinden fazla duyarlı arkadaşım için, burası tam bir cehennemdi. Her şeyiyle farklıydı Ankara'dan. Çok kültürlü, birçok etnik gruptan oluşan, bu etnik grupların bir nevi kabileci bir tutumla diğerleriyle arasına sınırlar koyarak birbirinden ayrıştığı, etnik
568 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.