Kadınlar gününde yine bir kadın hikayesi ile geldim sizlere .Hayata, yaşadıklarına karşı annesi kadar güçlü olamamış şizofren bir kadın Kayra..
Lisedeki aşkından annesinin baskısıyla ayrılan ,aşkını yanından ayırmadığı biyoloji kitabının yaprağında taşıyan ,tedavi için akıl hastanesine yatırılan bir kadın .
Ağır ilaçların girdiği krizlerin arasında iyileşmek istiyordu. Dualarını kabul etmeyen Allah'a da inanası yoktu artık .Aynı hastanede tedavi gören bir de Tunç vardı .Ama açılan derin yaraların evli biriyle kapanması imkansızdı.
İnsan, duygularını bastıramazsa davranışlarını kontrol altında tutamazsa sağlıklı sağlıksız herkes psikiyatrik tanılara boğulur.
Evet doğru ,şizofreni nedeni aşk olarak belirlenmişti .Gerçekler öyle miydi ? Ailelerin çevrenin , törelerin etkisi yok muydu bu hastalıkta ?
İki hasta bile birbirine iyi gelmeyi düşünürken sağlıklı nitelendirilen hastabakıcının tacizine ne demeliydi? Kendinle savaşan yaralı bir ruh ,etten bir duvarda ne kadar korunabilirdi?
Toplum olarak yarattığımız o kadar çok Kayra
var ki. O ağır ilaçlarla geçirilen nöbetler ,titremeler ,ağlamalar , saldırmalar acı çeken bir ruhun dışa vurumu bize öyle güzel anlatılmış ki ,çaresizliği dibine kadar yaşadım okurken .
Siz de Kayra'yı,yaşadıklarını ,merak ediyorsanız okuyun dedim .Sizce tedavi nasıl bir sonuç verdi ?
Kızının kararlarını kendi alan bir annenin sonradan pişmanlığı işe yarar mı? Siz karar verin.