Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
But it would be nothing
(Ama hiçbir şey olmazdı)
Nothing
(Hiçbir şey olmazdı)
Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Sakin, anlaşılır hatta kitaptan bahsetmeyi de başaracağım bir inceleme yazmak istiyorum. Yaşadıklarımı anlatsam , şu oldu, bu oldu diye izaha çalışsam da biliyorum ki yine de anlaşılır olamayacağım. Onlarca kez ölmem gerekirdi Fiziken defalarca kez rahatsızlıklar ile mücadele etmiş olsam da ruhumun gücüne binlerce kez minnettarım.
İnsan,
Her evin kapısında Ceren Özdemir, reddedilen her korunma başvurusunda Ayşe Paşalı, her şarkıda Değer Deniz, her kuaförde Muhterem Evcil, her sınavda Ceren Damar, her kedi sevgisinde Merve Kotan, her plazada Şule Çet vardır. Her şehirde "Özgecan" adı verilmiş bir yer, dünyanın ummadığınız bir yerinde "Ölmek istemiyorum"
Adsız Sansız Bir Jude
Kimsesiz, eğitimsiz, beş parasız Jude.
Thomas Hardy'nin en karamsar romanım dediği kitabı, Jude Fawley'in çocukluğundan itibaren verdiği hayat mücadelesini konu ediniyor.
Jude, çok sevdiği öğretmeni ve kitaplara olan tutkusuyla eğitim almak ister fakat sınıfsal ayrım tam da bu noktada devreye girer ve onu yaşamın en karanlık noktasına sürükler. Jude dürüstlüğüyle ön plana çıkan bir karakter, iyi niyetinin de etkisiyle yaptığı yanlış bir evlilik, onu eğitim hayatından tamamen uzaklaştırırken, verdiği bir yanlış karar ardından onlarca yanlış kararı beraberinde getiriyor ve hayatı kabusa dönüyor. Jude'un umutsuz hayatı üzerinden sınıfsal ayrımı, dönemin kültürel yapısını, kilisenin yaşamlar üzerindeki etkisini ve insanların kayıtsızlığını okuyorsunuz.
Victoria döneminin baskısıyla yazarın evlilikle ilgili şaşırtıcı ve döneminin ötesinde söylemleri, Thomas Hardy'nin yazarlık kariyerinde olumsuz etki yaratmış. O dönem için belki de kaçınılmaz bir sondu bu ama kitabın başarısını gölgeleyememiş.
Çok başarılı, iyi kurgulanmış bir romandı, etkileyici ruhsal çözümlemeler ve müthiş mekan, atmosfer anlatımı vardı.
Benim için 2020'nin en iyilerinden biriydi.
Mutlaka okumanızı isterim.
Sevgiler.
Kitaptan detaylı olarak bahsettiğim videomu izlemek isterseniz: youtu.be/fJzQcLK1P0E
Bu zamana kadar duyduğum en güzel aşk hikâyesi Samsun'daki bir Çerkes köyünde geçiyor. Bana bunu anlatan arkadaşım o köydendi.
Çerkeslerin, bir kısmı hayli katı olan gelenekleri varmış. Buna göre mesela Çerkeslerde akraba evliliği yasakmış. Hoş karşılanmazmış. Üstelik öyle çok yakın akraba olunması bile şart değilmiş. Arkadaşımın ‘geçen yıl
Beowulf gibi bu da edebiyat dersim için parça parça okuduğum, incelediğim ve açık konuşmak gerekirse, başımı ağrıtan bir kitaptı. Bütün olarak ilk okuyuşumdu, keyif alarak okudum ve incelememi paylaşma vakti geldi.
Chaucer İngiliz edebiyatında Rönesans'ın öncülerindendir. Önceki çağın edebiyatındaki karamsarlık Chaucer'da yoktur, olamaz da çünkü
Herkes bilsin çok güzel bir kitap okudum…
Nereden, nasıl, hangi şekil kitap hakkında düşüncelerimi anlatacağımı bilemiyorum. Bir kentteki bir devrin başarılı bir şekilde anlatılmasını mı anlatayım, takıntılı, hayatını güzel bir kadına indekslemiş ve çevresindekilerin ne diyeceğini artık hiç önemsemeyen aşık bir adamı mı anlatayım, yoksa güzel,