Selamlar!
Türk Klasikleri'ni okumaya devam ediyorum. İntibah kitabını atlar önce bir grup ile beraber okumak için almış ancak o vakit uygun olmadığımdan okuyamamıştım. Şimdi de dedim ki: eee neyi bekliyorsun? Kalk ve oku şu kitabı!
Öyle de yaptım.
Türk Klasikleri'nde beni yoran bir şey var. Ne kadar olursam okuyayım çok yavaş seyrediyor bu süre. Yine aynısı oldu. Okumam yavaş oldu ama yine de saatlerce başından kalkmayarak ilerledim. Bir de kitabın başı aslında yine bir takım olaylar ile süslü olsa da ilerledikçe ve vaziyetler kızıştıkça aslında oraların yavaş olduğunu gördüm. E haliyle kitabın son yarısında bitirmek için daha büyük bir istek duydum. Gidişatı az buçuk tahmin ediyorduysam da böyle bir son beklemiyordum. Hoş, huylu huyundan vaz geçmez ya, orası da ayrı.
Karakter olarak sadece Dilaşub'u ele almak istiyorum. Allaaahhh'ım, bir insan nasıl bu kadar fedakar olabilir, nasıl? Resmen 'hayır kızım ya, bu kadar da fedakar olma, bu kadar gözünü kör etmesin sevda' dedim. Bak, önce can sonra canan, dedim. Ama dinletemedim. Ziyan oldu güzellik.