Ortaçağ hakkında “karanlık çağ” denmesi Batı medeniyeti için doğru olabilir ama bu dönemdeki İslam düşüncesinin bilimsel başarısı için bu ifadeyi kullanmak uygun değildir.Ünlü bilim tarihçisi Sarton, 8. yüzyılın ikinci yarısından 12. yüzyıla kadarki kronolojiyi, her yarım yüzyıla bu dönemlere damgasını vurmuş Müslüman bilim insanlarının adını vererek düzenlemekte ve topyekün bu dönemi "altın çağ" olarak nitelemektedir.
Evrim açısından bir kurbağanın, balığın, geyiğin veya insanın başarısı dünyaya getirdiği çocukların sayısıyla ölçülür. (...) Bu nedenle cinsel dürtü, canlıları cinsel ilişkiye girmeye itecektir ama gördüğümüz gibi, erkekler hiçbir şey harcamazken dişiler çok şey harcar. Kuramsal olarak, erkekler evrimsel yarışmayı herkesle çiftleşerek kazanabilecekken dişiler bunu yalnızca çocuklarının hayatta kalmasını ve onların da üreyebilmesini sağlayabileceklerle çiftleşirlerse başarabileceklerdir. Dolayısıyla cinsellik oyununda dişiler seçer, erkekler seçilir.
Reklam
"Varlıklı bir İngiliz ailesinin çocuğu olan Darwin, kadavraların kesiminden rahatsız olduğu için tıp eğitimini bırakmış ve kendi çabaları ile doğadaki hayvan türlerini incelemeye başlamıştı. Büyük zorluklarla ilahiyat eğitimi alan Darwin mezuniyetinden kısa bir zaman sonra Beagle gemisinin Güney Amerika’daki haritalama gezisine natüralist
Bilim ve Gelecek Kitaplığı - Evrim kuramı - Ahmet Yurdakul
O zaman dans ♪┌|∵|┘♪
Doğal Seçilim ile Cinsel Seçilim arasındaki bu enerji bazındaki ilişkinin, yine algılarımızı açacak bir diğer sonucu vardır: Dengelenme ve en uyguna ulaşma. Bölümün başındaki elkleri hatırlayacak olursanız, devasa boynuzlu hayvanlar olduğundan bahsetmiştim. Boynuzların büyük olması, şüphesiz ki üreme başarısı için gereklidir, çünkü hem diğer erkekler egale edilmelidir, hem de dişiler büyük boynuzlardan etkilenmektedir. Öte yandan büyük boynuzların çok ciddi bir sıkıntısı vardır: Avcılardan kaçma sırasında, hayvanı yavaşlatmaktadır. Bu durumdaysa küçük ve hafif boynuzlular avantajlı olacaktır. İşte bu bize, çok net bir gerçeği gösterir: Tür üzerindeki avcı baskısı arttıkça, yani Doğal Seçilim güçlendikçe, boynuzlar küçülecektir, çünkü boynuzların büyük olması üreme açısından avantaj sağlasa da, Doğal Seçilim’in etkisinden ötürü büyük boynuzlu bireyler daha kolay ölecek ve üremeyi deneyemeyeceklerdir bile. Ancak Doğal Seçilim’in etkisi azalıp, Cinsel Seçilim’in etkileri arttıkça, üremek daha önemli hale gelecek, avcı baskısının azalmasından ötürü büyük boynuzlular seçilecektir. İşte bu dengelenme sürecinde, belli bir ortam için en uyguna ulaşma gerçekleşebilir. Yani Doğal Seçilim ile Cinsel Seçilim arasındaki dans, türlerin adaptasyonunda büyük bir öneme sahiptir.
"İlkel insandan başlayıp yapay zekâya kadar uzanan çizgide bir evrim başarısı; her şeyiyle bizim!"
Sayfa 8 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Oysa takım başarısı, egonuzu kapıda bırakmayı, bir anaokulu çocuğunun merakı ve özverisiyle bakmayı ve diğerleriyle savunmasızlığınızı paylaşmayı gerektirir.
Reklam
105 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.