erkeklerin vücudun bu parçasıyla ilgili bu kadar hassas ve titiz olmaları gerçeği yine evrimsel biyoloji bağlamında anlaşılabilir
bir şeydir. Eğer erkekseniz, "sıkıştırmak" veya "koparmak" sözcükleri testisle birlikte kullanıldığında, örneğin "kolla" veya "burunla" kullanıldıkları zamankinden size daha irkiltici gelmesinin nedeni, diğer organlarla karşılaştırıldığında testislerin üreme başarısı bakımından karşılaştırılamayacak denli hayati olmalarıdır. Örneğin ben, şu an da bu kelimeleri yazarken bile bir an kendimi iki büklüm buldum.
Evrimin geçer akçesi ne açlık ne de acı çekmektir, sadece DNA sarmallarının kopyalanmasıdır. Nasıl bir şirketin başarısı çalışanlarının mutluluğuyla değil de banka hesabındaki liralarla ölçülüyorsa, bir türün evrimsel başarısı da DNA kopyalarının sayısıyla ölçülür. Ortalıkta DNA kopyası kalmazsa tür yok olur, tıpkı parası kalmayan bir şirketin iflas etmesi gibi. Eğer bir tür çok sayıda DNA kopyasına sahipse bu bir başarıdır ve tür gelişir. Bu perspektiften bakılırsa bin kopya her zaman yüz kopyadan daha iyidir. İşte bu Tarım Devrimi'nin özüdür: daha çok sayıda insanı daha kötü koşullar altında da olsa hayatta tutmak.
Gerçi bireyler bu evrimsel hesabı niye dikkate alsın ki? Hangi aklı başında birey Homo sapiens cinsinin sayısı artsın diye kendi hayat standartlarını düşürür? Bunu kimse onaylamamıştı zaten: Tarım devrimi bir tuzaktı.
Seçilim, hayatta kalma olasılığı, kısırlık, gelişme hızı, çiftleşme başarısı ya da hayat döngüsünün başka bir yönündeki farklılıklardan kaynaklanabilir.
Popular Science size kapılarını ardına kadar açan bir dergi. Bilim
insanı olun ya da olmayın sizden gelecek sorular, projeler, fikirler ve
öneriler bizim için altın değerinde. Diğer yandan geçtiğimiz iki yıl
içinde önemli bir şeyi gözlemledik: Ülkemiz bilim insanı çalışmalarını
yeterince iyi anlatamıyor. Kendi çabalarımızla sayfalarımıza
Oysaki takım başarısı, egonuzu kapıda bırakmayı, bir ana okulu çocuğunun merakı ve özverisi ile bakmayı ve diğerleri ile savunmasızlığınızı paylaşmayı gerektirir.
Oysaki takım başarısı, egonuzu kapıda bırakmayı, bir anaokulu çocuğunun merakı ve özverisiyle bakmayı ve diğerleriyle savunmasızlığınızı paylaşmayı gerektirir.