Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Reklam
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
Psişizm
Pek çok kişi, belirli durugörü güçleri geliştirilmediği sürece Görünmeyen'le ilgili herhangi bir araştırma yapmanın imkânsız olduğunu düşünür. Fakat bu doğru değildir; belirli bir eğitim seviyesine ulaştığımızda, meditasyon yoluyla Görünmeyen'in derinliklerine erişebiliriz. Okült meditasyon iki yöntemin bir birleşimidir: serbest çağrışım
B) Tabiî Din 1) Kendimiz, İnsanlık ve Tabiat Hakkında Sahip Olduğumuz Bilgi, Bizi Allah'ı Bilmeye Ulaştırır. İnsanlığa çok saygılı olan ve ilâhlığı her şeyde içkin bir vücud gibi değerlendiren, bir çeşit insanî panteizm (Pantheisme Humanitaire)den ibaret bulunan bir din, hiç bir zaman, insan için, yeni bir görevler takımı ortaya
Sayfa 208 - Akçağ Yayınları, 2. baskı/ Ankara 2001
Artık sapasağlam oturmuş levha tektoniği teorisi sadece fosillerin ve canlıların dağılımı ile ilgili sayısız gerçeği açıklamakla kalmıyor, Dünya'nın son derece eski oluşuna dair daha çok kanıt sağlıyor. Bu durumda, bu teorinin yaradılışçıların başına ciddi şekilde bela olması gerekir, en azından "genç Dünya" inancına sahip olan yaradılışçılara. Peki onlar bununla nasıl başa çıkıyorlar? Aslına bakarsanız oldukça acayip bir şekilde. Kıtaların kaydığını inkar etmiyorlar, ama bunun yakın bir zamanda, Nuh Tufanı sırasında, çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyorlar. Evrim gerçeği hakkında mevcut tonlarca ve çeşit çeşit kanıtı bariz bir mutlulukla hafife aldıkları için, sanırsınız ki aynı numarayı levha tektoniği konusundaki kanıtlar için de sergiliyecekler. Ama hayır: çok garip bir şekilde, Günay Amerika'nın bir zamanlar Afrikayla üst üste geldiği gerçeğini kabul ediyorlar. Bununla ilgili kanıtları inandırıcı buluyorlar. Oysa ki evrim gerçeğiyle ilgili kanıtlar bundan bile güçlü fakat onları kaygısızca inkar ediyorlar. Kanıt kelimesi onlar için o kadar az şey ifade ediyor ki, neden şu işi tam yapıp levha tektoniģini de hepten inkar edivermiyorlar diye insan meraka kapılıyor.
Sayfa 260 - kuzey yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben ikna oldum
Harun Yahya'nın insanlık tarihine ilişkin çok önemli bulgularından biri, Hz. Nuh'un inşa ettiği geminin buharlı gemi olduğunu tespit etmesidir. Şimdiye kadar bildiğimiz, ilk buharlı geminin 22 Ağustos 1787'de Amerikalı mucit John Fitch tarafından Delaware Nehri'ne indirildiği; 1807'deyse yine Amerikalı bir mucit Robert Fulton tarafından buharlı geminin ilk kez ticari olarak işletildiğidir. Bu büyük keşifle birlikte Harun Yahya, insanoğlunun buharlı gemilere binlerce yıldır sahip olduğunu göstermiş oluyor! Yahya'nın bu konuda son derece sağlam kanıtları vardır. Kendisinden okuyalım: Kuran'da yer alan bilgiden Hz. Nuh'un inşa ettiği geminin buharlı bir gemi olduğu anlaşılmaktadır. Bu bilgiye, ayette yer alan 'tandır feveran ettiği zaman' ifadesiyle dikkat çekilmektedir. 'Sonunda emrimiz geldiğinde ve tandır feveran ettiği zaman, dedik ki: Her birinden ikişer çift (hayvan) ile aleyhlerinde söz geçmiş olanlar dışında, aileni ve iman edenleri ona yükle...' (Hud Suresi, 40). Tandır hala çeşitli bölgelerde kullanılan bir tür ocaktır. Feveran etmek, fışkırmak ve kaynamak anlamındadır. Hz. Nuh'un gemisinin, tandırın feveran etmesiyle yani ocağın (kazanın) kaynamasıyla hareket etmeye hazır hale geldiği anlaşılmaktadır. (Cilt 2, s.529)
Sayfa 257 - Bilim Ve Gelecek YayıneviKitabı okudu
Aslına bakarsanız oldukça acayip bir şekilde Yaratılışçılar Kıtaların kaydığını inkar etmiyorlar, ama bunun yakın bir zamanda, Nuh Tufanı sırasında, çok daha hızlı bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyorlar. Evrim gerçeği hakkında mevcut tonlarca ve çeşit çeşit kanıtı bariz bir mutlulukla hafife aldıkları için, sanırsınız ki aynı numarayı levha tektoniği konusundaki kanıtlar için de sergileyecekler. Ama hayır: çok garip bir şekilde, Güney Amerika'nın bir zamanlar Afrika'yla üst üste geldiği gerçeğini kabul ediyorlar. Bununla ilgili kanıtları inandırıcı buluyorlar. Oysa ki evrim gerçeğiyle ilgili kanıtlar bundan bile güçlü, fakat onları kaygısızca inkar ediyorlar. Kanıt kelimesi onlar için o kadar az şey ifade ediyor ki, neden şu işi tam yapıp levha tektoniğini de hepten inkar edivermiyolar diye insan meraka kapılıyor.
Sayfa 260Kitabı okudu
Tutucular gerçekleri bir kutsal kitaptan okuyarak öğrendikleri için daima haklı olduklarını düşünürler ve peşin fikirli olarak hiçbir şeyin inançlarını sarsamayacağını beyan ederler. Kutsal kitabın sunduğu gerçek bir aksiyomdur, bir muhakeme sürecinin son ürünü değildir. Tutuculara göre, kitap gerçeği anlatır ve bilimsel kanıtlarla kitaptaki doğruların çeliştiği durumlarda çöpe atılması gereken kitap değil, kanıttır. Bunların aksine, bir bilimadamı olarak ben doğruların (mesela evrim) kutsal kitaplarda değil, incelediğim bilimsel kanıtlarda olduğunun bilincindeyim. Bu ikisi arasında gerçekten önemli farklar vardır. Evrimle ilgili kitaplar kutsal değildir ve güvenilirliklerini bu yolla kazanmazlar. Bu kitaplara inanılırlık vasfı kazandıran etmen, çarpıcı çoklukta ve karşılaştırmalı olarak desteklemiş kanıtların bir arada sunulmasıdır. Prensipte her okuyucu bu tür kitapları eline alıp, kanıtları gözden geçirebilir. Bununla birlikte, eğer bir bilim kitabında herhangi yanlış bir bilgiye yer verilmişse bu er ya da geç fark edilecek ve kitabın sonraki baskılarında bu hata olmayacaktır. Ne hikmettir ki hiçbir zaman kutsal kitaplarda düzeltilmesi gereken yanlışlıklar ortaya çıkmaz.
ALACAKARANLIK = FRİEDRİCH NİETZSCHE
Felsefecilerin yaratılışının ne demek olduğunu soruyorsunuz? örnek onların tarihsel anlam açısından eksiklikleri, oluş düşüncesinin kendisine duydukları kin, onların egiptisizmi. Bir şeyden bir mumya yaptıklarında sonsuz düşünce ile bir şeyi tarihsizleştirdiklerinde, onu onurlandırdıklarına inanıyorlar. 1000 yıldan bu yana filozofların elde
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.