"Sen yârini bihaber mi sandın
Yoksa seni terk eder mi sandın"
Şeyh Galip.
Bu maddi dünyada her şey burada ve bugün yaşanıyor.
İnsana hizmet etmenin bize bir ödül olarak dönebileceğini düşünmüyoruz.
Bir başka mükafat peşinde koşmuyoruz. Batı modernitesi bizi şöyle bir noktaya getirip bıraktı:
Paraya tahvil edilemeyen her şey beyhudedir. Samimiyet de beyhudedir.
Reader Follow Recommendations
İnsanın kelimeler üzerinden idrakıyla, zihnine hazır kalıp olarak sunulan bir imge üzerinden idrakı birbirinden çok farklı.
Alimle sohbet etmek lal-ü mercan incidir,
Nadanla sohbet etmek daima kalp incitir.
Fûzulî
Nadan bir dünya bu.
Kalbimiz inciniyor, fark etmiyoruz.
Biz hayatı akılla açıklayamayız, akıl hayatı bir yere kadar götürüyor. İnancın gölgesinde aklı açıklayabiliyoruz. Gaib dediğimiz bir hadise var.
Hani Hz. Mevlana'nın sözü var ya,
“Sadece susamış dudak su aramaz, su da dudağı arar..” diye.
Bazen şifa olacak bir söz eğer Cenab-ı Hak onu murat etmişse hiç olmayacak biçimde koskoca kıtayı,
denizleri aşarak olmadık bir yerde bir insanı bulabiliyor.
Dolayısıyla hiçbir insandan, hiçbir şarttan zamandan ümidi kesmemek lazım.
Yaşamak hep öğrenmek üzere kurulu.
O kadar umulmadık insanlardan o kadar şeyler öğreniyorsunuz ki...
Bana "'üstad"' diyorlar, hayır, her insandan bir şeyler
öğreniyorsunuz, her insanda bir emanet var o farkında olmadan o emaneti size tevdi ediyor.
Saadettin Ökten
Başka bir dünya çiziyor bize Cenab-ı Hak. Bu izafidir,
hayat a'dan z'ye izafidir.
İnsan ruhu ilahi bir emanet ve oraya sadece izin verilenler, kaderin izin verdikleri girebilmeli.
Akif, 'Viranelerin yasçısı baykuşlara döndüm
Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu
Gül devrini bilseydim eğer, bülbül olurdum
Ya Rab beni evvel getireydin ne olurdu?" diyor.
Umutla direnmek ve gelecek için bir taş koymak yerine
kimi insanlar mütemadiyen şikayet etmeyi ve sızlanmayı seçiyor.
Soljenitsin'in de söylediği bir cümle var:
"Ele geçirerek değil, ele geçirmeyi reddederek insan oluruz.”