İSLAM’DA SUÇ VE CEZA
Enes anlatıyor: "Resûlullah buyurdular ki: "Allah diyor ki: "Ey Ademoğlu! Sen bana dua edip, affımı ümit ettikçe ben senden her ne olursa olsun, aldırmam, ben seni affederim. Ey Ademoğlu! Senin günahın semanın bulutları kadar bile olsa, sonra benden af dilesen, çok oluşuna bakmam, seni affederim. Ey Ademoğlu! Bana arz dolusu hata ile gelsen, sonunda hiçbir şirk koşmaksızın bana kavuşursan, seni arz dolusu bağışlamamla karşılarım" Kaynak: Tirmizi, Da'avat 106, (3534). Hadis içeriğinden anladığımız şekliyle bir Müslüman Allah adlı tanrıya ortak koşmadığı sürece en iğrenç suçları dahi işlese affedilmektedir. Böyle bir tanrıyla Müslümanlar ahlaklı, vicdanlı ve farklı fikirlere saygılı olabilir mi? Dolayısıyla İslam'da işlenen suçlar özgür aklın oluşturduğu adalet terazisine değil, din terazisine göre ölçeğe vurulduğundan, İslam coğrafyası özgür akıldan uzak, ahlak ve vicdan yoksunluğu ile anılmaktadır.
"Ey Ademoğlu! Ben yeni bir günüm, yaptıklarına şahidim, benden faydalan. Kıyamet gününe kadar bir daha dönmeyeceğim."
Sayfa 223Kitabı okudu
Reklam
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur ;
“Âdemoğlu, malım malım deyip duruyor. Ey âdemoğlu! Yeyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya sadaka olarak verip sevap kazanmak üzere önden gönderdiğinden başka malın mı var ki?” (Müslim, Zühd 3-4. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 31, Tefsîru sûre(102) 1; Nesâî, Vesâyâ 1)
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey âdemoğlu! Rabb’ine itaat et. Böyle yaparsan (gökte) akıllı diye isimlendirilirsin. Rabb’ine isyan etme, yoksa (gökte) cahil diye isimlendirilirsin.” (Müsnedü’l-Hâris)
“Ey ademoğlu, annen seni ağlayarak doğurmuştur. Halbuki etrafında bulunanlar sevinçlerinden gülüyorlardı. Öldüğün gün senin için onlar ağladıkları zaman sen gülücü ve mesrur olmaya çalış…” İbni Sina
HAYRLI CUMALAR
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey âdemoğlu! Rabb’ine itaat et. Böyle yaparsan (gökte) akıllı diye isimlendirilirsin. Rabb’ine isyan etme, yoksa (gökte) cahil diye isimlendirilirsin.” (Müsnedü’l-Hâris)
Reklam
Rabb'ine itaat et
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey âdemoğlu! Rabb’ine itaat et. Böyle yaparsan (gökte) akıllı diye isimlendirilirsin. Rabb’ine isyan etme, yoksa (gökte) cahil diye isimlendirilirsin.” (Müsnedü’l-Hâris)
Ey Ademoğlu! Kendini tamamen benim ibadetime ver ki, gönlünü zenginlikle doldurayım, fakirliğini gidereyim. Eğer bunu yapmazsan, kalbine meşgale verir, fakirliğini de gidermem' demiştir.
4.cilt
898. Ebû Hureyre radıyallâhu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “ Allah Teâlâ kıyamet gününde şöyle buyurur: -“Ey Âdemoğlu! Hastalandım, beni ziyaret etmedin.” Âdemoğlu: - Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl ziyaret edebilirdim? der. Allah Teâlâ: - “Falan kulum hastalandı, ziyaretine gitmedin. Onu ziyaret etseydin, beni onun yanında bulurdun. Bunu bilmiyor musun? Ey Âdemoğlu! Beni doyurmanı istedim, doyurmadın” buyurur. Âdemoğlu: - Sen âlemlerin Rabbi iken ben seni nasıl doyurabilirdim? der. Allah Teâlâ: - “Falan kulum senden yiyecek istedi, vermedin. Eğer ona yiyecek verseydin, verdiğini benim katımda mutlaka bulacağını bilmez misin? Ey Âdemoğlu! Senden su istedim, vermedin” buyurur. Âdemoğlu: - Ey Rabbim! Sen âlemlerin Rabbi iken ben sana nasıl su verebilirdim? der. Allah Teâlâ: - “Falan kulum senden su istedi, vermedin. Eğer ona istediğini verseydin, verdiğinin sevâbını katımda bulurdun. Bunu bilmez misin?” buyurur. Müslim, Birr 43
Ebû Sinan şöyle demiştir: "Allah Teâlâ: 'Ey dünya! Mümin kuluma acı da, ona sabretsin. Benim için ona tatlı (gözükme ki) onu fitneye düşürmeyesin. Ey Ademoğlu! Kendini tamamen benim ibadetime ver ki, gönlünü zenginlikle doldurayım, fakirliğini gidereyim. Eğer bunu yapmazsan, kalbine meşgale verir, fakirliğini de gidermem' demiştir."
Reklam
Ey Ademoğlu bana ibadet etmek için tüm gayretini harca ki kalbine zenginlik doldurayım böyle yapmazsan kalbini meşguliyetlerle doldurur ihtiyaç kapını kapatırım " Kudsi Hadis Tirmizi, Ibn Hanbel
Kul kapılarını kapatıp, perdelerini indirip, insanlardan gizlenerek Allah Teâlâ'ya âsi olacağı şeylerle baş başa kaldığında, Allah Teâlâ ona, "Ey âdemoğlu! Beni, seni gözetleyenlerin en önemsizi yerine koydun öyle mi?" der.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.