Ey hapis musibetine düşen bîçareler!..
Madem dünyanız ağlıyor ve hayatınız acılaştı; çalışınız, âhiretiniz dahi ağlamasın ve hayat-ı bâkiyeniz gülsün, tatlılaşsın, hapisten istifade ediniz.
Ey sizi riyakarlar, ey mezarlarına kireç sürülmüşler, ruhunuz günahlara batmışken insanlara karşı yüzünde sahte gülüşler takınan ey günahkarlar, o korkunç günde nasıl yol alacaksınız?
Sen, yaşadığım bir gerçek misin? Yoksa, bir zamanlar yaşamış olduğum bir rüya mısın? Yoksa ikisi de değil misin?İlk gençlik günlerimin bir efsanesi misin yoksa, ey esrarlı kadın?
_
Söyle yüreğim, nedir bu halin?
Nedir bunca telaşa düşüren seni?
Bu yabancı yaşam, senin için pek yeni!
Karşımdaki çehren sanki sislere boğuldu.
Siliniverdi daha önce sevdiklerin,
Karalar bağlayıp üzüldüklerin,
Siliniverdi huzurun ve gayretin -
Söyle, bütün bu'nlar nasıl oldu?
Bunca güçlü mü bağladı seni
Bu gençlik ateşi,
Bu sevimli peri,
Sadakat ve iyilikle dolu bu bakışlar?
Hemen çekilmek istediğimde ondan,
Kendimi cesaretlendirip kaçmak istediğimde,
Ah, beni anında yine ona döndürmekte
Gittiğim bütün yollar.
Ve bu kopmak bilmeyen
Sihirli ipliği
Bırakmıyor o sevimli kız elinden,
Sımsıkı tutarak beni;
Hapsettiği sihirli çemberinde böylece,
Yaşamak zorundayım onun gönlünce.
Ah, nasıl da büyük bir değişim böylesi!
Aşk! Ey aşk! Ne olur bırak peşimi!
Sayfa 8 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi