Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğimiz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma dolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim. Ama dosdoğru gider ve bir şeylere çarpar bam bam ve yaptıklarını, elinde olmadan yapar. Genç olmak, bu minik makinelerden biri olmak gibidir.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim
Sayfa 153Kitabı okudu
Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi, ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye kurunca gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim
Sayfa 153Kitabı okudu
Evet evet evet, işte buydu. Gençlik bitmeliydi,ah evet. Ama gençlik, hayvanmış gibi olmaktır zaten sadece. Hayır, sadece hayvanmış gibi olmak değil de hani şu sokaklarda satıldığını dikizlediğiniz minik oyuncaklardan biri olmak gibidir, teneke ve içi zemberekli ve üstünde kurma kolu olan ve gırr gırr gırr diye gitmeye başlayan, yürüyen filan minik heriflerden biri olmak gibidir, ey kardeşlerim. Ama dosdoğru gider ve bir şeylere çarpar bam bam ve yaptıklarını, elinde olmadan yapar. Genç olmak, bu minik makinelerden biri olmak gibidir.
Sayfa 167Kitabı okudu
‘’ Bu iki zümrenin kışkırtmaları günün birinde amacına ulaşırsa Türkiye'de kan gövdeyi götürecektir. Bunu mutlaka önlemek lâzım. Önleyici tedbirler de gayet basittir. Hükümetten rica ediyorum: Bir müddet yürüyüş ve mitinglere izin verilmesin ve uzun bir süre de Altına Filo Türkiye'ye uğramasın. Particilik yüzünden zaten çok fazla bölünmüş olan milletimiz bir de Amerikalılar yüzünden tekrar ikiye ayrılıp vuruşmaya başlarsa "ne günlere kaldık, ey Gazi Hünkâr" demekten başka çaremiz kalmayacaktır.’’
Reklam
‘’ Ey yabancı bayraklar altında ölenler! Belirsiz mezarlarınıza kimse selam durmayacak. Belki hiçbir şair sizin için yanan bir yazı yazmayacak. Varsın sizi hiçbir dudak anmasın. İsterse size hiçbir mısra yanmasın. Ruhlarımız Tanrı Dağı’na varınca, efsanelere karışmış atamız Alp Er Tunga, başınıza kahramanlık tacını eliyle giydirecek; bütün kahramanlarımız size gülümseyecek ve en büyük övüncümüz, kahramanlar kahramanı, en gaza yaraları kutlu olsun diyecektir.’’
‘’ Ey, istemedikleri saflarda gönülsüz olarak çarpışıp kan döken uzaktaki kardeşler! Irkınızın kan ve şan türesine uyarak, en yaman kuvvetler karşısında sizin son fişek ve son ata kadar çarpıştığınızı gazetelerde okuduğum zaman kara bahtınızın korkunçluğu karşısında içim sızladı. Tarihin bu sert kasırgası içinde siz yabana bayraklar altında, yabana ülküler uğruna değil, bizimle aynı safta, ay‐yıldızlı al bayrağın gölgesi altında büyük ülkü uğruna çarpışmalıydınız. Kanlarınızın ırmaklarından ve geride bıraktıklarınızın gözyaşlarından, tarihe karışmış olan atalarımızı sevindiren zafer ağaçları yeşermeliydi.’’
‘’ Gönüller ve beyinler millî inanç ve ülkü ile doldurulmadıkça, hürriyet ve demokrasi diye millet düşmanlarına da eşit haklar verildikçe ve soyu sopu belli olmayanlara en yüksek makamlara kadar her yer açık kaldıkça, evet, böyle olacak... Türklerin acısına yanılmayacak, Türklük için didinenler baltalanacak ve Yunanlı'ya yardım edilirken Özbek'e kayıtsız kalınacak... Ey Türk Elleri!... Özbekler, Türkmenler, Karakalpaklar, Kırgızlar, Kazaklar, Oyratlar, Altaylılar!... Ey Doğu Türkistanlılar, Uygurlar, Tarançılar! Ey Azerbaycanlılar, Kerküklüler, Bayır‐Bucaklılar, Kıbrıslılar, Batı Trakyalılar, Balkanlılar; Gagavuzlar! Ey Balkarlar, Karaçaylar, Nogaylar. Kumuklar! Ey Kırımlılar, Başkurtlar, Mişerler, Tatarlar!... Sizin acılarınız, bizim acılarımızdır.... Sizin yurdunuz, bizim yurdumuzdur. Yurdumuz Adalar Denizinden Altayların ötesine kadar büyük ve müebbet bir ülkedir.’’
‘’ Görüyor musunuz "Bu toprağın masalları" diye körpe beyinlere akıtılan zehiri? Bu toprağın sahiplerinin en kutlu varlık diye tanıdıkları ve "Tek" bildikleri Allah bollaştırılarak kıymetten düşürülüyor. Sonra da kendisine itimat caiz olmayan bu Allah kuyruğu ile oynuyor. Ey bu toprak için Allah Allah diye bağırarak can verenlerin soyundan gelenler! Ey, dokuz asırdır Allah uğrunda gaza edenlerin nesilleri!.. Körpe beyinleri yeni yeni uyanan yavrularımıza, bu kızıl düzenler ve dolanlarla, Tanrı'nın ne yolda tahayyül ettirildiğini görüyorsunuz. Aldanmayın. Maksat Türk cemiyetinin temel dayanaklarından biri olan Allah fikrini yıkmaktır. Allah düşüncesi, yurt ve millet; sevgi, ahlâk duygusu ve aile bağları yıkıldıktan sonra geriye ne kalır? Her yabancı istilâyı kabule hazır, hayvanlaşmış bir yığın.’’
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.