Ey kardeşim! Kendine şöyle bir bak. Hangi bedenle Allah Teâlâ'nın huzurunda duracaksın? Hangi dil ile ona cevap vereceksin? Küçük-büyük her şeyden seni sorguya çektiğinde ne diyeceksin? Sorulara cevap hazır- la, cevapların da doğru olsun! Zira Cenâb-ı Hak buyuruyor ki: "Allah'tan sakının, çünkü O (hayır ve şer ne yaptıysanız) yaptığınız her şeyden haberdardır."
Haşr suresi 18. Ayet
Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırap çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize haydi dışarı diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terk etmeden, kalben onu terke çalışmalıyız.
Reklam
Rüya, ey rüya! Şiir yazdığımız sürece çıkıp gitmeyiz, gecedeki gündüzümüzün ara bölgesinde kalmakta direndikçe, birbirimize rüyalardaki bütün umutları, özlemin bütün beraberliklerini, aşkın bütün umutlarını armağan ederiz ve işte bu yüzden, benim küçük kardeşim, bu umut aşkına, bu özlem aşkına artık ayrılma benden; senin adını, gölge yapan adını bilmek istemiyorum, seni yola çıkış için de, geri dönüş için de çağırmak istemiyorum fakat artık çağrılamazken ve çağrılmadan yanımda kal ki aşk da mutlak olduğuna ilişkin bütün o müjdelerle beraber kalsın
Biz, bizden öncekilerin Allah'ın kitabını muhafaza ettikleri gibi muhafaza edenlerdeniz. Biz, İslam sancağını dik tutanlar gibi sancağı zirveye taşıyanlardanız. Dini yayan kimseler gibi daveti yapanlardanız. Ey İslam kardeşim! Biz, Allah'ın askerlerinden bir askeriz. Biz, Filistin'de Müslüman kardeşlerdeniz. Şiarımız ise şudur: Gayemiz; Allah, önderimiz; Resulullah; düsturumuz (anayasamız); Kur'an, yolumuz; cihad, en yüce temennimiz; Allah yolunda şehadettir. Biz, Şafii mezhebinin imamı, İmam Şafii'nin özlem duyduğu topraklardayız.
Ey Kardeşim! Ölümü arayıp da bulamayacağın diyara (ahirete) göç etmeden önce bu dünyada iken ondan sakın, hazırlıklı ol!
Ebu Ubeyde: ''Bu mesajları siz Müslüman kardeşlerimize gönderiyoruz, belki de kısa bir zaman sonra sizinle birlikte bir daha olamayacağız Allah’tan dileğimiz bu konuşacağımız şeyleri bizim lehimizde bir delil olarak amel defterimizde saklasın, aleyhimize bir delil olmasın. Birinci mesajımız; Müslüman kardeşlerimize sesleniyoruz.
Reklam
Ebu Ubeyde'den İslam alemine çağrı!: Belki de bu son mesajımız...
İkinci mesajımız; DUA MÜMİNİN SİLAHIDIR Ey beni dinleyen Müslüman kardeşim: Bana sadece duayla bile olsa yardımcı olabilirsin. Dua Müminin silahıdır. Sakın duayı küçümsemeyelim. Eğer sen bana büyük bir yardımda bulunamıyorsan bana edeceğin duayla Allah katında beraat edeceksin. Evet sizden isteğimiz dua edin bize. Çoluk çocuğunuzla toplanıp bize toplu dua edin. Secdelerinizde bize dua edin, sadaka verin, bize dua edin. 🇵🇸
Kalp dayanmıyor gördüklerine duyduklarına da sen ey kardeşim nasıl dayaniyorsun?..🥀🍂🥀
2.Cilt
Mizacının sertliğini bildiğimiz ve Resûl-i Ekrem Efendimiz’den kadınları dövme iznini bizzat aldığını gördüğümüz Hz. Ömer’in bu konuda nasıl davrandığını büyük âlim Zehebî şöyle anlatır: Hz. Ömer’in hilâfeti zamanında bir adam, davranışlarını beğenmediği karısını şikâyet etmek üzere halifenin evine gelir. Kapının önüne oturur ve Hz. Ömer’in
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Reklam
Ne Zaman Öfkeleneceksin...
Ey müslüman kardeşim, özüne geri dön. İlk dönem Müslümanları ne için yaşadıysa sen de onun için yaşa, onlar ne için öldülerse sen de onun için öl. Öfkeni, çabanı doğru yere harca... Şu kesin ki, düşman bizden bir karşılık bulana kadar bu saldırısını durduracak da değil! Sen öfkeni doğru yere harcamadıkça onlar senin dinini ve ırzını rahat bırakacak değil... Ey Müslüman kardeşim Allah için söyle bana, bu din için ne zaman öfkeleneceksin!?
Bir kış günü Bişru'l-Hafi'nin yanına gelen bir zat, paltosu askılıkta asılı olduğu halde soğuktan titrediğini görür ve "Efendim abanız askıda, sizse soğuktan titriyorsunuz. Niçin abayı giymiyorsunuz?!" diye sorar. Bunun üzerine Bişru'l-Hafi der ki: "Kardeşim! Çok fakir var. Benimse onlara elbiseler vererek yardım etme gücüm de yok. Onlar gibi ben de soğuğa katlanarak hallerine ortak olmaya çalışıyorum. Büyük Müslümanlar, fukara bir nimetten mahrumken, onlar da o nimeti onlara ulaştıramıyorsa, nimetten istifadeden imtina ettiler. Bişru'l-Hafi soğuktan titredi, lakin abasını giymedi. Kıyamete hazırlık yaptı. Allah Azze ve Celle, "Ey Bişr Hafi! Ne yaptın üşüyenler için?" diye sorunca, o da, "Ya Rabbi! Onları giydirme imkanım yoktu. Sadece halleriyle hemhal olabildim:' diyecek. Sorumluluk makamında olanlar varlıkta yokluk çekmeli ki, fukaranın ahvalinden anlayabilsin, onların derdine çare olabilsin.Bir tarafta çadır kentlerde soğuktan titreyen muhacir çocukları ve diğer tarafta sitelerde sıcaktan terleyen Müslümanlar ... Verecek kıyafet bulamayınca abasını çıkartıp titreyen Bişru'l-Hafi ile bizim aramızda ne kadar da derin fark var. Soğuk kış gecelerinde annesine "Beni ört!" diyen çocukları duymayan kulakların sahibinde oruç zayi olmuş bir emanettir
Ey kardeşim, yalnızlığa mı çekilmek istersin? Kendine giden yolu aramak mı istersin? Biraz dur ve dinle beni...Verebilir misin kötünü ya da iyini,asabilir misin istencini başının üstüne bir yasa gibi? Olabilir misin kendi kendinin yargıcı ve intikamcısı kendi yasanın?... Bugün bile kalabalıkta ıstırap çekiyorsun ey sen, tek kişi: Bugün hala cesaretin ve umutların tam. Fakat bir gün yoracak seni yalnızlık, bir gün kırılacak gururun ve yerinden oynayacak cesaretin .Haykıracaksın bir gün: " Ben yalnızım " diye...Duygular vardır yalnızları öldürmek isteyen; başaramazlarsa öldürmeyi, o zaman kendileri ölmek zorunda kalırlar. Fakat yeter mi senin gücün katil olmaya?... Koru kendini iyilerden ve adillerden! Hoşlanırlar onlar kendi erdemini yaratanları çarmıha germekten _ nefret ederler yalnızlardan. Koru kendini kutsal saflıktan...
*ŞİRKE AF YOK!* Yüce Allah şöyle buyuruyor: _«Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını *asla affetmez.*»_ (Nisâ, 48) _«Her kim Allah’a şirk koşarsa *Allah ona cenneti harâm kılmıştır. Onun varacağı yer cehennemdir.* Zâlimlerin [kıyâmet günü onları Allah'ın azâbından kurtaracak] hiçbir yardımcıları da yoktur.»_ (Mâide, 72) _«Ona
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.