·
Not rated
Bu Kitabı Sevgilisine Hediye Eden Biçare Zavallılara!!!
Bir kitabın daha sonuna geldik. Yine uzun zamandır kitaplığımda duran bir kitap. Bir kitabı aldığımda hemen açıp okumaya başlamam. Öncelikle kitaplığa okunacak kitapların arasına yerleştiririm. Okuma sırası geldiği zamanda hemen okumaya başlamam. Öncelikle en az 10 dakika kitabın dış yapı
Romanlaştırılmış gerçekleri okumayı seviyorum bu kitapta tam olarak öyleydi. Ancak beni rahatsız eden birkaç nokta oldu. Özellikle lise çağında ilmihal bilgisi, temel din bilgisi oturmamış kardeşlerim bu kitabı okursa bazı konularda zorluk yaşayabilirler diye not düşmek istedim.
Birincisi nefsi öldürmekten tamamen terk etmekten bahsediyordu yazar ama nefs öldürülmez Allah nefsimizi terbiye ederek nefsimizle beraber ona yakınlaşmamızı ister.
Kitapta geçtiği gibi bedene eziyet çektirerek Allah'a yakınlaşmak bizden istenen şey değildir. Rasulullah aleyhisselam bedeninizin üzerinde hakkı vardır buyuruyor.
Bir yerde orucunu elmayı koklayarak açıyordu nefsine muhalefet etmek için ama kokuyla oruç açılmaz ve hiç oruç açılmadan diğer günün orucuna niyet etmek yasaklanmıştır. Visal orucu bir tek Efendimiz aleyhisselamın tutabileceği bir oruçtur.
Kitapta evliya-Allah dostu olmak çok özel seçkin kişilerin nasibi gibi bir his uyandırdı bazı kısımlar bende. Eğer ki bilinçsiz biri olsaydım kendimi Allah'a yakınlaşma konusunda çok eksik hissederdim benim hiç şansım yokmuş gibi düşünürdüm. Biliyorum kitabın yazarının böyle bir kastı yok ama bu kitabı okuyan lise çağında kardeşim varsa kendisini kötü hissetmesin diye yazıyorum hala şansın var müslümansan eğer inşaallah Allah'ın dostusun. Hiçbirimiz Allah'ın düşmanı değiliz neticede. Mertebeler elbetteki vardır.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Başka kitaplarına da şans veririm diye düşünüyorum
ÖZGÜR FİLİSTİN !
" Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş
Gömleğin üstüne kadar çıkmış kalbteki kara leke"
1977' den günümüze nasılda güzel seslenmiş şairimiz. Şu günlerde başlarımız eğilmiş, FİLİSTİN ZULMÜNÜ dinlemiyor, seyirci kalmıyor muyuz? DUR! deyişimize engel olan ne? Yoksa kalpteki gömlek üzerine çıkmış kara lekeler mi?
" Dikilsen
Ali Şeriati bu kitapta aktardığı , anlatmak istediği mesaj genel itibariyle şu sözlerindedir:
*İnsanın içinde de hakikat vardır. Ancak bu hakikatin üstü cehalet , kin , menfaatçilik veya mutlak bir bilgisizlik gibi sebeplerden dolayı siyah bir perde ile kaplanmış ve örtülmüştür. ( sayfa -19)
*Tarih boyunca din , dinsizliğe karşı değil ; bilakis
.Bana makamımı, mülkümü, sevdamı veren Allah'tır
.Asrın tarzına değil, Allah'ın farzına uyan kazanacak
.Sen duanı et gerisini Rabbine bırak! İman et De ki: Ya Rab, gözü bende, gönlü sende olsun. Ondan sonrasını boş ver
.Cennet istiyorsan istenen gibi, cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa!
.Madem ruhun cenneti arzuluyor, çıkar şu
Otomatik Portakal
farklı bir kitaptı.
popüler kültür yüzünden ne yazık ki bu zamana kadar kaçmış olduğum ve görmezden geldiğim bir eserdi kendisi.
çünkü kitaplarla, edebiyatla alakası olmayan insanların bile elinde yaygın olarak gördüğümüz bir eserdir: “otomatik portakal”
popüler olandan uzak durmamız gerektiğini birçok şeyde deneyimlediğim için bu esere karşı
