Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zamanının kutbu Azîz Mahmûd-i Hüdâî kaddessallâhu sırrahu'l-azîz bir şiirinde şöyle demiş: Akla kalma iner tecelli nûruna Şem'a hâcet kalmaz erdikde sabâh. "Ey kardeşim, sen bazı şeyleri aklınla ölçmeye kalkma; akla, akıl terazisine kalma. Çünkü sabah olduğu zaman muma ihtiyaç kalmaz ki! Sen tecelli nuruna er!" O zaman akıl bir mum gibidir; karanlıkları, etrafı aydınlatamıyor.
Sayfa 25 - Server YayınlarıKitabı okudu
Ey Müslüman! Biz kardeş değil miyiz? Hani tevhid şemsiyesi bizi bir arada tutuyordu? Biz acı çığlıklarla haykırırken bazılarınız "bizi rahat bırakın diye bağırıyor." Kaybolmamız sizi mutlu eder mi? Kalpleriniz bizimle olmadığını bilmemiz ve aç kalmamız sizin hoşunuza gider mi? Ey din kardeşim! Ne zaman kızarsın? bana söyler misin? Kutsallarımızn ihlal edilmesine kızmadıysan Haysiyetlerimizin ayaklar altına alınmasına kızmadıysan Onurumuz ölmüşse kıyametimiz kopmuşsa ve hala kızmadıysan Bana söyler misin? Ne zaman kızarsın? Duma 'da mushafların yakılmasına kızmadıysan Hamza el Hatip' in öldürülmesine kızmadıysan Zeynep tecavüze uğradıysa ve kızmadıysan Bana söyler misin? Ne zaman kızarsın? Ve utanmadan bana açık açık söyle Sen hangi ümmete mensupsun?
Reklam
Altıncı Deva…
Ey dünya zevkini düşünüp hastalıktan ızdırab çeken kardeşim! Bu dünya eğer daimî olsa idi ve yolumuzda ölüm olmasaydı ve firak ve zevalin rüzgârları esmeseydi ve musibetli, fırtınalı istikbalde manevî kış mevsimleri olmasaydı; ben de seninle beraber senin haline acıyacaktım. Fakat madem dünya bir gün bize “Haydi, dışarı” diyecek, feryadımızdan kulağını kapayacak, o bizi dışarı kovmadan biz bu hastalıklar ikazatıyla şimdiden onun aşkından vazgeçmeliyiz. O bizi terketmeden, kalben onu terke çalışmalıyız. Evet hastalık bu manayı bize ihtar edip der ki: "Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsaid muhtelif maddelerden terkib edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya ne için geldiğini öğren!" kalbin kulağına gizli ihtar ediyor.
Sayfa 334
🔷 SABIR OLGUNLAŞTIRIR 🔷 Düşünsene Kardeşim, 📎Bir kömürün elmasa dönüşmesi için 4.6 milyar yıl, 📎 Bir bebeğin dünyaya gelmesi için 9 ay, 📎Bir buğdayın olgunlaşması için 8 ay 📎Bir işte uzmanlaşmak için 10.000 saat çalışmak gerekiyor. ⚜️Kâinatta pek çok şey bir süreye tabidir. Peki kâinatı bunca düzen içerisinde yaratan Allah neden her şeye
Cehenneme Gittim
Ruhlar alemi her zaman ilgimi çekmiştir; çünkü, birçok kez paylaştığım gibi, cehenneme gittim. 22 Nisan 1933 cumartesi akşamı saat 19:30'du. Teksas'ın McKinney şehri, Kuzey Kolej Sokağı 405 numaradaki evin güney tarafındaki yatak odasındaydım. Büyükbabamın şömine rafı üzerindeki eski duvar saati 19:30'u gösterdiği an kalbim durdu
Sayfa 37 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Urve, b Zübeyr, namazını acele kılan bir adamı görünce onu yanına davet etti ve şöyle dedi: "Ey kardeşim, senin namaz kılarken Rabbine ihtiyacın yok mudur? Ben namaz kılarken Rabbimden herşeyi isterim. Öyleki, tuzu dahi ondan isterim." İbni kesîr
Reklam
Hz Ömer
Hz. Ömer'in Müslüman oluşunu fetih, hicretini zafer ve yöneticiliğini rahmet olarak nitelendiren Abdullah b. Mes'ûd, o güne dek namaz kılamadıkları Kâbe'de ancak Hz. Ömer Müslüman olduktan sonra namaz kılabildiklerini ifade etmiştir. Allah Resûlü ile Hz. Ömer'in son derece içten ve mütevazı bir dostlukları vardı. Bir gün umreye gitmek için kendisinden izin istemeye gelen Hz Ömer'e Rasulullah "Kardeşim, duana bizi de ortak et ve bizi unutma!" (Tirmizî, Deavât, 109) dedi. O gün Hz. Peygamber'in kendisine "kardeşim" diye hitap etmesi kadar değerli başka hiçbir şey olamazdı Hz. Ömer için. Memnuniyetini "Bu söz, bana, üzerine güneşin doğduğu her şeyden daha sevimlidir." sözleriyle dile getirdi. (İbn Hanbel, I, 30) Başka bir defasında ise Hz. Ömer elinden tutmakta olan Hz. Peygamber'e “Yâ Resûlallah! Seni canımdan başka her şeyden daha çok seviyorum." dedi. Hz. Peygamber, "Canımı elinde bulundurana yemin ederim ki beni canından da çok sevmedikçe olmaz!" buyurdu. Bunun üzerine Hz. Ömer, “Vallahi, şu andan itibaren seni canımdan daha çok seviyorum!" dedi. Hz. Ömer'in cevabı üzerine Resûlullah, "İşte şimdi oldu ey Ömer."
Hz. Peygamber ﷺ sidretü'l-müntehâdan sonra çok yüce bir makama yükseldi. Orada kazâ ve kaderi yazan kalemlerin çıkardıkları sesleri işitti. Sidretü'l-müntehâdan ötesi, sözle anlatılması mümkün olmayan bir âlemdi. Hz. Cebrâil geride kalmıştı. Allah Resûlü ﷺ dönüp ona baktı, Hz. Cebrâil ilâhî azamet ve dehşetten bir eski elbise gibi yere serilmişti. Hz. Peygamber ona, - Ey kardeşim Cebrâil! Hiç böyle bir yerde dost dostu, kardeş kardeşi yalnız bırakır, terkeder mi, neden benden ayrıldın, diye sordu. Hz. Cebrâil, - Yâ Muhammed, benim son durağım buraya kadar. Eğer buradan bir karış ileri geçersem yanarım. Benim buradan ileriye geçmeye takatim ve yetkim yoktur, dedi. Resûl-i Ekrem ﷺ tek başına idi, bütün varlıklar arkasında kalmıştı. • Receb / Siraceddin Önlüer
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.