~Ey Mutasarrıf-ı Faal ve ey Feyyaz-ı Müteâl!~
Senin vücub-u vücuduna şehadet eden bulut, berk, ra'd, rüzgâr, yağmur birer birer şehadet ettikleri gibi heyet-i mecmuasıyla, keyfiyetçe birbirinden uzak, mahiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber; birlik, beraberlik, birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek haysiyetiyle, senin vahdetine ve birliğine gayet kuvvetli işaret ederler. {Üçüncü Şua}
Tarihçe-i Hayat (Münacat)
"Ey Mutasarrıf-ı Fa’âl! Ve ey Feyyaz-ı Müteâl! Senin vücub-u vücuduna şehadet eden bulut, berk, ra’d, rüzgar, yağmur; birer birer şehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasıyla, keyfiyetçe birbirinden uzak, mahiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber, birlik, beraberlik, birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek haysiyetiyle, Senin vahdetine ve birliğine gayet kuvvetli işaret ederler. Hem, koca fezayı mahşer-i acaib yapan ve bazı günlerde birkaç defa doldurup boşaltan rububiyetinin haşmetine.. ve o geniş cevvi, yazar değiştirir bir levha gibi ve sıkar ve onunla zemin bahçesini sulandırır bir sünger gibi tasarruf eden kudretinin azametine ve her bir şeye şümulüne şehadet ettikleri gibi, umum zemine ve bütün mahlukata cevv perdesi altında bakan ve idare eden rahmetinin ve hâkimiyetinin hadsiz genişliklerine ve her şeye yetişmelerine delâlet eder. Hem fezadaki hava, o kadar hakîmane vazifelerde istihdam; ve bulut ve yağmur, o kadar alîmane faidelerde istimal olunur ki, her şeye ihata eden bir ilim ve her şeye şamil bir hikmet olmazsa, o istimal, o istihdam olamaz."
Sayfa 375 - Zehra Yayıncılık
Reklam
Ey Mutasarrıf-ı Fa’al ve ey Feyyaz-ı Müteâl! Senin vücub-u vücûduna şehâdet eden bulut, berk, ra’d, rüzgâr, yağmur; birer birer şehâdet ettikleri gibi, heyet-i mecmûasiyle keyfiyetçe birbirinden uzak, mahiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber, birlik, beraberlik, birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek haysiyetiyle, senin vahdetine ve birliğine gâyet kuvvetli işâret ederler. Hem, koca fezâyı mahşer-i acâib yapan ve ba’zı günlerde birkaç def’a doldurup boşaltan rubûbiyetinin haşmetine ve o geniş cevvi, yazar-değiştirir bir levha gibi ve sıkar ve onunla zemin bahçesini sulattırır bir sünger gibi tasarruf eden kudretinin azametine ve herbir şeye şümûlüne şehâdet ettikleri gibi; umum zemine ve bütün mahlûkata cevv perdesi altında bakan ve idâre eden rahmetinin ve hâkimiyetinin hadsiz genişliklerine ve herşeye yetişmelerine delâlet eder. Hem fezadaki hava, o kadar hakîmane vazifelerde istihdam ve bulut ve yağmur, o kadar alîmane faidelerde isti’mal olunur ki; her şey’e ihata eden bir ilim ve her şey’e şâmil bir hikmet olmazsa, o isti’mal, o istihdam olamaz.
Sayfa 47 - İhlâs Nur NeşriyatKitabı okudu
Ey Mutasarrıf-ı Faal ve ey Feyyaz-ı Müteâl! Senin vücub-u vücuduna şehadet eden bulut, berk, ra'd, rüzgâr, yağmur birer birer şehadet ettikleri gibi heyet-i mecmuasıyla, keyfiyetçe birbirinden uzak, mahiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber; birlik, beraberlik, birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek haysiyetiyle, senin vahdetine ve birliğine gayet kuvvetli işaret ederler.
Ey mutasarrıf-ı Faal ve Ey feyyaz-ı Müteâl !!!
Senin vucüb'u vücuduna şehadet eden bulut, berk, ra'd, rüzgar, yağmur birer birer şehadet ettikleri gibi heyet-i mecmuasıyla, keyfiyetçe birbirinden uzak, mahiyetçe birbirine muhalif olmakla beraber; birlik, beraberlik birbiri içine girmek ve birbirinin vazifesine yardım etmek, haysiyetiyle senin vahdetine ve birliğine gayet kuvvetli işaret eder...