İçindeki senin sesini duyuyor musun? Hep orada olan, seninle konuşan sana konuşan, seni konuşturan...
Kitabın bir yanında her daim fısıldayan nefis diğer yanında o kitabı okuyup nefsini yeni keşfeden bir adam. Gerçekleri roman tarzında tüm akıcılığıyla yazıya dökmüş yazar. Başarmış da.. Nefsin oyunlarını Aziz Mahmud Hüdayi'nin üzerinde göstermeli olarak anlatmış sanki. Nefis nasıl yenilir, ondan, onun hayatından örnekler vermiş.
Okuyunca benliğimizi kontrol ettirecek, işlediğimiz günahlardan tövbe ettirecek hatta.
Tavsiye kitaplarımın arasında.
İyi okumalar.
Kitabın adı "Ene". Arapçada ben demek.
Öncelikle kitaba kendini boşlukta hisseden bir kişinin bu kitaba denk gelerek okumaya başlamasıyla giriş yapılıyor.
Kitapta nefs anlatılıyor. Daha doğrusu nefs konuşuyor, nefs kendi kendini anlatıyor. Ama Aziz Mahmud Hüdâyî'nin hayatı üzerinden anlatılıyor bu. Yani Aziz Mahmud Hüdâyĩ'nin
Okudum bitti demek biraz zor olsa gerek bu kitap için zira bazı kitaplar tekrar tekrar okunmalı dedim ve yine yeniden başladım ve bitirdim.
Evet evet tekrar tekrar okumalı ve nefsini yeniden karşına almalı.
Bir Aziz Mahmud Hüdayi romanı. O'nun üzerinden insanın nefsiyle girdiği cenk anlatılıyor ama nasıl güzel nasıl nahif anlatılıyor. Söyleyecek çok bir sözüm yok zira okumak gerek çokça okumak hemde. Buraya kitaptan ufak bir cümle iliștiriyorum geri kalanını size bırakıyorum. Öyleyse en kısa zamanda okuyun ve dahi okutun..
"Sen öleceksin, benim sana ettirdiklerimden sorguya çekileceksin. Pişman olacaksın, bana galiz laflar edeceksin ama yine de öleceksin. Lakin ben ölmeyeceğim. Dünyada son insan öldüğü güne kadar var olacağım ben.
Ben nefsim ey insan! Ben senim. Hiç susmadan ve durmadan ve bıkmadan seninle konuşuyorum.
Duyuyor musun beni?
Duyuyorsun..
Çünkü mecbursun."