Sevgili ahmak kardeşim; delilere kıyasla akıllısın, katillere kıyasla masumsun, zinacılara kıyasla günahsızsın evet, fakat bu ne biçim mantık böyle? Ölçü! Ölçü, bayım, şu hayattaki en önemli kavramlardan biridir. Ölçülerini kaybetmiş bir insan, nerdeyse insanlığını kaybetmiş demektir. Yolunu şaşırmasi işten bile değildir. Ölçülerini kaybetmiş bir insan, iyilikten ne kadar uzak olduğunu, kötülüğe ne kadar yakın olduğunu nerden bilecek? Günahla ve rezillikle arasındaki mesafeyi nasıl tanımlayacak? Nerde durduğunu nasıl bilecek?
/Ölçüsü olmayan insan, kafasında bir merkez sandır./
Diyelim ki hiç bilmediğiniz bir şehirde, bir caddenin ortasındasınız. Nereye ne kadar yakın olduğunuzu ya da nereden ne kadar uzak olduğunuzu neye göre ölçeceksiniz? O şehrin merkezini; temel hareket ve varış noktasını bilmeden, nereden ne kadar uzak olduğunuzu bilemezsiniz ki./
Benim merkezim Allah'tır baylar!
Ve Allah'ı merkez edinmeyenlerin ölçüsü bozuktur. O yüzden, kendimi piyasadaki kötülerle kıyas edip de nefsimi temize çıkarma ahmaklığına düşemem. Evet, aşağılık bir herifim ben. Bir sürü günah işledim. Bir sürü hata yaptım. Kendimi sahabe ile karşılaştırdığımda bir böcekten daha değersiz olduğumu görebiliyorum. Ama nefsim bas bas bağırıyor, beni kandırmaya çalışıyor: "Etrafına bir bak, insanlar ne haltlar yiyorlar, sen onlara göre meleksin melek!" diyor nefsim.
Ey sevgili aptal nefsim, sana Amerikan filmlerinden alınti bir cümleyle karşılık vermek istiyorum şu an: "Hey ahbap! Neden bana bir iyilik yapıp şu aptal çeneni kapamıyorsun hal