Sokrates, devlete ve yurda sahip çıkmayı, "Ispartalılar gibi açık tutun yurdunuzu, sınırlara kale yaparak, engel koyarak yurt savunulmaz, kaleyi vatandaşlarınızın yüreklerine kurun." der.
Sayfa 52 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
....bir devlette her birey, devletin başına gelen her şeyden sorumludur. Bu nedenledir ki devletin savunması silahlarla değil milletle yapılır. Devletin besleyeceği ruh ne kadar kıymetli olursa, tehlike dönemlerinde savunmasını da kendi ulusunda bulacaktır.
Sayfa 52 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Devlet, bir gaye değil, bir vasıtadır. Devletin mevcudiyeti, onun temsil ettiği milletin yaşamına huzur ve mutluluk sağladığı takdirde "ideal bir devlet olarak kabul edilebilir.
Sayfa 51 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
John Keegan'ın "Savaş Sanatı Tarihi" eserinden: 9'uncu yüzyılda dünya üzerinde hiç kimes onlardan daha cesur, daha sadık ve daha kalabalık değildi. Türkler gerçekten çetin insanlardı. Atlarını bedenlerinin bir parçası gibi kullanıyorlardı. Türkler, dinin dünya işlerinden uzaklaşma olduğuna sahip değillerdi. Osmanlı İmparatorluğunun bütün toprakları elden çıktığında yalnız Türkiye'de yaşayan zeki, sert ve dayanıklı ırka mensup Türkler, dünyaya vatanseverlik dersi vererek, 20'nci yüzyılın ortasında bağımsız bir ülke olarak ortaya çıkıp kimseden emir almaya gelmeyeceklerini kanıtlamışlardır.
Sayfa 43 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Çanakkale Savaşı devler ülkesinde, devler savaşıdır. Savunulan Vatanın Öz topraklarıdır. Ve bu toprakları ülkenin Öz çocukları olan Devler savunmuştur.
Sayfa 30 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Siz ülkenin şerefini koruyun. O sizin geleceğinizi korur.
Sayfa 13 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Reklam
Kuyuda oturanlar kuyunun ağzı kadar gökyüzünden başka bir şey göremezler.
Sayfa 10 - İnkılap YayıneviKitabı okudu
Falih Rıfkı Atay
_Çocukluğumuzda Türk, kaba ve yabani demekti. İslam ümmetinden, Osmanlı idik. Vatan sözü yasaktı. Padişahın kulları idik. Okul çıkışında ’Padişahım çok yaşa’ diye bağırırdık. Arap’a Arap, Arnavut’a Arnavut, Rum’a Rum, fakat kendimize Osmanlı derdik. Bütün ekonomi, bütün iç ve dış ticaret, bakkallara kadar çarşılarımız, kadrolarında bir tek Türk
Atatürk
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.