eylül asya

Bazi insanlar hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yaşarlar. Çalışıp çabalayıp bir yerlere gelmek için, mal mülk sahibi olabilmek için hayatlarının en verimli günlerinde tüketirler. Ömrü yaşamak varken neden tüketmek için uğraşırız bilinmez. Yarınımızın bile garantisi yokken ölmeyecekmiş gibi yaşayınca elimize ne geçecekse? Hem çalışıp hem de hayatın tadını çıkarmak varken savrulur dururuz. Peki, çok kıymetli olan ömrümüzde yarın nasıl kazanılır? Bunun için söylenebilecek en doğru cevap şu: elbette bu gününe kıyabilmekle!…
Reklam
Anılar, kokular, renkler, sevgiler, korkular, anlar ve algılar… Hayata dair ne varsa yazıyor dönüştüğünde, paylaşıldığında, biz ona diyoruz. Aslında öykü bizİz, hepimiziz. Hatta hayatı bizle paylaşan canlı cansız her nesne… Kedimiz, köpeğimiz, atımız, pencere önünde duran saksımız, fıstık ağacının ardındaki mehtap, kovadaki balık, yüreğimizdeki heyecan, sevgi ya da kin ve elbette hayallerimiz, doğumlu ölüm arasında bize dokunan, bizi biz yapan her şey, bizim öykümüz. Üstelik bir roman gibi sonu olması da gerekmiyor, bir iç dökme ya da sırf coşku olarak kaldığında daha iyi anlamlı.
Doğayla savaşılmaz, onunla ancak uyum yakalanabilir. Sizi sadece seyreden bir şeyle nasıl savaşabilirsiniz ki?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Doğayla savaşılmaz, onunla ancak uyum yakalanabilir. Sizi sadece seyreden bir şeyle nasıl savaşabilirsiniz ki?
eylül asya

eylül asya

, bir kitabı okumayı düşünüyor
Bir Kalbin Çöküşü
Stefan Zweig
7.9/10 · 16,7bin okunma
Reklam
150 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.