“Ben bu satırları yazarken ileri derece uygarlaşmış insan evlatları tepemde uçup beni öldürmeye çalışıyor.
Benimle şahsi bir husumetleri yok, benim de onlarla yok. Tabiri caizse "sadece görevlerini yapıyor"lar. Eminim çoğu cinayeti özel hayatlarında akıllarına bile getirmeyecek iyi, namuslu adamlardır. Öte yandan biri hedefi tutturur da beni bombayla paramparça ederse uykusu bile kaçmaz. Vatanına hizmet ediyor, bu da her türlü günahının bağışlanmasını sağlıyor."
O ve biz aynı dünyada yürüyen, aynı dünyayı gören, duyan, hisseden bir grup adamdık; iki dakika içinde ani bir çatırtıyla birimiz yok olacaktı - bir zihin eksilecek, bir dünya eksilecekti.