Yazarın ilk eseri olmasına rağmen ödül alan bir kitap
İlk sayfadan itibaren merak duygusunu çok güzel işlemiş kitaba. Yazarın üslubu inanılmaz akışkandı.
Evet gerçekten bu tabiri kullanabilirim çünkü fevkalede aktı gitti.
Sonra bir ara ‘’eyvahlar olsun sıkılıyorum galiba ,off ne oluyor yaa’’demeye kalmadan sonlara yaklaştıkça bir girdaba girdim ki sormayın dostlar. Hakikaten adının hakkını layıkıyla vermiş. Tam bir geçmişin girdabına sürüklendim.
Bir bir her şey açığa çıktı. Hem de nasıl temiz nasıl kılçıksız bir şekilde. Gereksiz detay olmadan pırıl pırıl aktı gitti sayfalar ve okundu.
Konusuna değinecek olursam, İsveç’in küçük bir köyünde bir gece Annabelle isimli genç kızımız kaybolur. Köy küçük olduğu için herkes birbirinden haberdardır ancak kızın akıbeti bir türlü bilinmez. Olayı araştırmak için ilgili köye gönderilen dedektif Charlie, bu köyün, geçmişinde ona tatsız anılar bırakmasından duyduğu tedirginlikle olaya dahil olur. Gençliği orada geçmiştir çünkü.
Sonrasında bolca sorgulama, yüzleşme ve gerçekler... Hem de acısından.
Peki bu asi kızımız Annabelle nerede?
Ayrıca kitabın yazarı da bu kasaba da büyümüş️ kendi köyünü kurgulayıp, nelere alet etmiş
Merak ediyor ve gizem dolu kitaplar okumak seviyorsanız mutlaka tavsiyemdir