İmam-ı Kuşeyri buyuruyor ki: Bir Mevla'nın dostu hacca gitti, dönüşünde Diyarbakır'a uğradı. Diyarbakır'daki caminin müezzini dedi ki: Efendi hazretleri buyurun kürsüye çıkın da dedi veya minbere çıkın da dedi birkaç kelime söyleyin insanlar istifade etsin, zatı alinizin ilminden. İyi dedi. Çıktı ondan sonra konuştu, konuştu. Yani millette bir his yok, bir heyecan yok. Millet kimi uyur, kimi ondan sonra tavanlara bakıyor. Kimisi Leyla'yı düşünüyor, kimisi kasayı düşünüyor vesaire millette bir hal yok. Geldi dedi ki ona: Efendi hazretleri bu insanlar dinlemiyor seni dedi, yani bitir vaazı demek gibi bir şey ifham etmek istedi, anlatmak istedi. Dedi ki: Ya! Öyle mi dedi, öyle mi dedi. Demek benim vaazımı dinlemiyorlar. Ondan sonra kendileri haklı, biz haksızız öyle mi dedi peki. Peki, öyleyse dedi, tamam dedi. Bu sefer camideki kandillere hitaben konuştu. Vaaza başlarken: "Eyy cemaat, ey Allah'ın dostları!" falan diyerek başlamıştı. Peki, şimdi ise camideki kandillere hitaben: "Kandilleeer!" der demez bütün kandiller patır patır aşağı düştü. Kusur benden değil, diyor. Kusur, kusur onlardandır, diyor. Bunları gör. Bunları gör. Bunları duy. Bunları beynine yaz demiyorum, bunları beynimize kazıyalım, kazıyalım. Allah göstermesin bir daha bunlar gelmeyebilir.
Nasıl bilirdiniz eyy 1000k?
Ya siz, Nasıl bilirdiniz çocukluğunuzu ey cemaat? Nasıldı Öldürdüğünüz birinin cenaze namazını kılmak?
Sayfa 23 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Resim