"Kürt'ün İslam'a hizmeti ne oldu?"
İslâm’a muhatab anlayışı örgüleştiren Necip Fazıl'ın ve benim bağlı olduğumuz Esseyyid Abdülhakîm Arvasî Hazretleri, Kürt beldelerinde yetişmiştir... Bu harika yetmez mi? Türk’ün, Kürt’ün veya Arab'ın bürünmesi gereken hüviyetin remz şahsiyetleri bu soydan insanlardır!.. Haçlı seferlerini bozguna uğratan Selâhaddin Eyyûbî Hazretleri gibi bir serdar Kürt değil miydi?.. Alpaslan, Anadolu'ya geldiğinde Bizans ile savaşlarında, Malazgirt zaferinde İslâm ordusu safında yer tutan Kürtler?..,Yavuz
Sultan Selimin İran ve Mısır seferleri?.. Abdülhamid Han'ın, "Hamidiye Paşası" diye anılan Kürt Paşalarının yararlıkları?..
Sayfa 133Kitabı okudu
Eyyûb'a dermân eyleyip Ya'kûb'u nâlân eyleyip
Kul eylemişken Yûsuf'u Mısr eline sultân eden
Ülkemizde yakinen tanınan Ebû Eyyûp el-Ensârî için vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun da yanlış bir kullanımla "Eyyûp Sultan" ve daha da ilginci "Eyyûb Aleyhisselam" tabirlerini kullandıklarına şahit olmaktayız. En sonunda bu hatalı kullanım Eyyûb Sultan şeklinde yaygınlaşmıştır.
Sayfa 19 - Türkiye Diyanet Vakfı yayınları
Hocamız Allame Muhammed Rağıb et-Tabbah şöyle derdi:
"İlim üç şeye muhtaçtır: Karun' un malına, Nuh'un ömrüne, Eyyub'un sabrına."
Ben bu üç haslete bir dördüncüyü ekliyorum: Sultan sarayı. Yani kitapları alacak geniş bir ev.
"Her nefis sahibi gibi Sultanlar da ölürdü.
İsterse cihan sultanı olsun.
Bir Sultan daha ölüyordu.
Sefer ayının yirmi yedinci gecesi.
Şam’da...
Hicretin 589. yılında...
Frenk diyarındaki takvimler 1193’ü gösterirken...
Sultan Selahaddin Eyyûbi ölüyordu.
Elli beş yaşında idi.
Ve mızrağın tepesine asılı kefeni gece boyu dolaştırılmaya devam ediliyordu.
Ve Sultanın son emrini yerine getiriyordu tellâllar:
“Eeeey Müslüman Millet! Eey Ümmet-i Muhammed! İşte Sultan Selâhaddin bu kadar büyük mevkilere gelip şan ve şerefe nail olmuşken, dünyadan yalnızca şu kefenle gidiyor!”
(SON)
eyyub ile ten erittim lal-ü mercan gevher tuttum vuslat ile taş arıttım ben bu yolu süre geldim
