BU GECEYİ DE, NASREDDİN HOCA İLE NOKTALAYAYIM. Geceniz ışık dolsun. Bir gün Nasreddin Hocaya bir mektup gelmiş. Mektup Arapçaymış. Mektubu ez çevirmiş düz çevirmiş okuyamamış. Yoldan geçen birine sormuş: - Yahu demiş, şu mektubu okusana. Adamda okuyamamış. 3 kişiye daha sormuş onlarda okuyamamış. Daha sonra birine sormuş: - Ne yazıyor burada? Adamda bilememiş. Hocaya demiş ki: - Yaşından başından utan çok bilirim diye kavukla gezersin sonrada bir mektup bile okuyamazsın yuh sana. Hocada sinirlenmiş: - Çok biliyorsan al bu kavuğu tak kafana hoca ol sen oku bakalım. -GG-
Ez ji xew rabûm, gulfiroşek dî, Pir gelek şa bûm, gul bi dil didî. Gul bi dil didî. Hebû me yek dil, tev jan û kul bû, Ne bûme bawer, gul bi dil bidî. Gul bi dil bidî. Bazar me kir go, ser bi ser nadim, Ê gulperest bî, can û dil didî. Can û dil didî. Min go kî didî, can û dil bi gul, Go: ev bazar e, dil bi kul didî. Dil bi kul didî. Min can û dil dan, dil kiriye qêrîn, Go ho Cegerxwîn, dil bi gul didî. Dil bi gul didî. Şair Cigerxwîn
Reklam
Burada olduğum sürece başıma kötü hiçbir şey gelmedi gelmez de biliyorum. Burada güvendeyim. Çocukluğuma dair bütün anıları barındıran ev. Küçük odası buz gibi, televizyonları cızırtılı, tuvaletleri alaturka, dikiş makinesi Singer marka, yemekleri lezzetli, taptığım çocuk kitapları, hepsini de dedem almış. Her şey değişti ama bu ev o kadar ez değişikliğe uğradı ki. Makas 18 yıldır dikiş makinesinin altında gizli, çikolatalar büfenin orta üst dolabında, sağdan ikinci dolapta terlikler. Küçücük bi babaanne evi, bizim evimizden bile küçük. Ama bana o iki oda bi salon hala en ferah, en aydınlık, en huzurlu mekan. Ben büyüdüm artık kafamda kırk tilki, kırkının da kuyruğu birbirine dolanmış, ayıramıyorum. Kendimle pek iyi anlaşamıyorum, çok gıcık kararsız kendine güvensiz buluyorum aynadaki kızı, ne istediğini de bilmiyor deli ediyor beni. Ama ne zaman bu eve gelsem istediğim kadar şımarabilirim. Kimsenin beni sevmediğinden emin olduğum anlarda sabun kokulu o yorgun bedene sarılıp mutlu olabilirim. Çok sıkılırsam da balkona çıkarım yeter bana. O insan dolu ışıklı yol en güzel yeridir dünyanın. Beni ilgilendiren bütin kötü şeyler buradan çok uzakta. Burası nefes alma yeri..İçerde de beni bekleyen gülen iki göz. Demir kapı kapalı değilse tabii=) Sütlü Kahve (kızım)
GÖRÜLMEMİŞ RÜYALAR 4 Odamda –o, 9 m²’lik gezegende, rafların tıkabasa her yanı çevirdiği, aralarına bir kağıt sığacak boşluk olmayan, zaman zaman kargodan gelen kolilerce kitabın aralarda eriyip, kaybolup, kendi yolculuklarına çıktığı uzamsız cumhuriyette- bu güne kadar hiç bilmediğim bir bölmeye rastlıyorum. Rafın birinde, birkaç kitabı
Kürt edebiyatının bilinen ilk yazılı örneği M.Ö 330 yılında "Borazboz"un eşinin mezar taşına yazdığı "bi hevre" (birlikte) isimli şiirdir. Şiir şöyle; BI HEVRE Xwazdî ez tu hevre bin Bi hevre herin xorînê Wer dî bihêrin kotra bin Bang dîn bi hevre narînê Dwînî kotra hêra bûm Awaz ji cîr
Belki de "Ezan" Dünya'yı "Ez" Rabbini "An" demekti.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.