Eğer bu kitaba ‘iki günde okunur’ diye bakıyorsanız, zihninizin çok berrak olduğu bir zamanı seçmenizi öneririm. Zira,bir cümle okuduktan sonra sizde benim gibi kendinizi sorgularken bulabilirsiniz. Bazı yerleri dönüp dönüp tekrar okuyabilirsiniz. Başlarında ‘neden böyle davranıyor, takıntısının bir sebebi olmalı’ diye düşünürken, sona doğru her şey anlaşılıyor. Kadın-erkek ilişkisine farklı, ezber bozan bir bakış açısı olduğunu söyleyebilirim. Yaşamının bu denli -bence- karamsar oluşunun nedeninin ebeveyni ile ilgili olduğunu anladığımda zihnimden bir çok kişinin aile fotoğrafı geçmedi dersem yalan olur. Bir yerde “Ben, toplumdaki değerlerin iki yüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!” cümlesi geçiyor. Yapış yapış bir aşk romanı ile karşılaşmayacağınız, bitttiğinde sorguya girmişçesine kendi kendinize yanıtlar vereceğiniz bir eser. Bazı ilişkilerin neden olmadığı ya da olamayacağını; bazılarının ise neden sıkıcı geldiğini sanırım iç sesimiz olup dillendiriyor. Bu kitabı, kişinin yaşamındaki anlam arayışı olarak nitelendirebilirim.
Keyifli okumalar dilerim.